You searched for: he cut the meat with a knife (Engelska - Turkiska)

he cut the meat with a knife.
o, eti bir bıçakla kesti.

cut the meat with a knife.
eti bıçakla kes.

cut the cake with a knife.
pastayı bir bıçakla kes.

cut it with a knife.
onu bir bıçakla kes.

mother cut the cheese with a knife.
anne bir bıçakla peyniri kesti.

i cut myself with a knife.
bir bıçakla kendimi kestim.

he hurt his left hand with a knife.
bir bıçakla sol elini yaraladı.

cheese is easy to cut with a knife.
peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır.

he came at me with a knife in his hand.
elinde bir bıçakla bana saldırdı.

he cut the rope with his teeth.
o, dişleriyle ipi kesti.

cheese cuts easily with a knife.
peynir bir bıçak ile kolayca kesilir.

i sharpened a pencil with a knife.
bir bıçakla kalemi yonttum.

he cut the envelope open.
o zarfı açmak için kesti.

i cut the paper with a pair of scissors.
kağıdı bir makasla kestim.

cut the meat into thin slices.
eti ince dilimler halinde kesin.

he cut the advertisement out of the newspaper.
gazeteden reklam kesti.

the kitchen knife wasn't sharp enough to cut the meat, so i used my pocket knife.
mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.

that knife wasn't sharp and i couldn't cut the meat with it, so i resorted to using my pocket knife.
bıçak keskin değildi ve eti onunla kesemedim, bu yüzden son çare olarak çakımı kullandım.

the amount of vitamin c decreases when you cut the fruits and keep them waiting, slice them with a metal knife, and especially squeeze them.
meyveleri kesip beklettikçe, metal bıçaklarla dilimledikçe ve özellikle suyunu sıktıkça c vitamini azalıyor.

tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful.
tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.