You searched for: he is an utter stranger to me (Engelska - Turkiska)

he is an utter stranger to me.
o, benim için tamamen bir yabancıdır.

she is an utter stranger to me.
o, bana tamamen yabancıdır.

he is no stranger to me.
o bana hiç yabancı değil.

he is a complete stranger to me.
o benim için tam bir yabancıdır.

she is a stranger to me.
o benim için bir yabancıdır.

he is nice to me.
o bana karşı samimi.

she is a total stranger to me.
o, bana karşı tamamen yabancı.

he is very kind to me.
o bana karşı çok nazik.

he is no relation to me.
o benimle akraba değil.

he is a good husband to me.
o bana karşı iyi bir koca.

indeed, he is gracious to me.
[25,63; 28,55; 60,4; 9,113-114; 14,41]

he is an actor.
o bir aktör.

she's a complete stranger to me.
o bana göre tam bir yabancı.

they said: “(he is) a sorcerer, an utter liar.”
"(bu,) yalancı bir büyücüdür." dediler.

he is an able banker.
o yetenekli bir bankacı.

he is an active person.
o aktif bir kişidir.

nay! he is an insolent liar!
hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.)

nay; he is an insolent liar.”
hayır, o yalancı küstahın biridir."

he is an archeologist's assistant.
kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.

rather, he is an insolent liar."
hayır o, yalancı küstahın biridir!