You searched for: noon (Engelska - Turkiska)

noon
Öğle

noon.
nun.

noon:
Öğle zamanı:

at noon
öğleyin

almost noon
neredeyse öğle

thursday noon.
perşembe öğlen.

12:00 noon
12:00 öğlen

it is just noon.
tam öğle saati.

altitude at noon:
Öğle zamanı yüksekliği:

he comes at noon.
o, öğleyin gelir.

he'll come at noon.
o, öğlen gelecek.

i will call you at noon
मैं आपको दोपहर को फोन करूंगा

he came here before noon.
o buraya öğleden önce geldi.

i'll call you at noon.
ben öğleyin sizi ararım.

the ship will set sail at noon.
gemi öğleyin hareket edecektir.

can you finish it by noon?
Öğleye kadar onu bitirebilir misin?

he'll be here until noon.
o, öğleye kadar burada olacak.

he came a little after noon.
Öğleden az sonra geldi.

i eat lunch every day at noon.
ben her gün öğleyin öğle yemeği yerim.

betty will be able to come before noon.
betty öğleden önce gelebilecektir.