You searched for: recover;recover (Engelska - Turkiska)

tom will recover.
tom iyileşecek.

tom will never recover.
tom asla iyileşmeyecek.

the tree can easily recover.
ağaç kendini kolayca toparlayabilir.

will it take long to recover?
İyileşmek uzun zaman alacak mı?

it's trying to recover.
ofisinde olayları düzeltmeye çalışıyor.

i want to recover my valuables.
ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.

i hope you'll recover quickly.
İnşallah çabuk iyileşirsin.

but they did recover quite fast afterwards.
ama sonrasında çok kısa sürede toparlandı.

should they recover in a specialized cardiac unit in hospital, or should they recover at home?
hastanedeki özel bir kardiyak ünitesinde mi yoksa evlerinde mi iyileşmeliler?

he is seriously ill and unlikely to recover.
o, ağır hasta ve iyileşmesi olasılığı yok.

"will he recover soon?" "i hope so."
"yakıda iyileşecek mi?" " Öyle umuyorum."

everybody lost faith in me being able to recover.
hiç kimse iyileşebileceğimi düşünmüyordu.

capture stream format change? attempting recover...
akış yakalama biçimi değişsin mi? geri alma deneniyor...

i cannot say for certain that the patient will recover.
hastanın iyileşeceğine dair kesin bir şey söyleyemem.

enclose the contaminated area by earth to dispose of or recover
bertaraf etmek yada geri kazanmak için dökülen yerin

unfortunately, we are not able to recover from this error automatically.
ne yazık ki, bu hatayı otomatik olarak kurtaramıyoruz.

it is dangerous for patients to recover from heart attacks at home.
hastaların kalp krizi sonrası nekahet dönemini evde geçirmeleri tehlikeli.

and for that reason, it's very, very hard to recover from.
ve bu nedenden dolayı, toparlanması çok ama çok zordur.

a speedier absorption of shocks would help gdp growth to recover as well.
Şokların daha hızlı bir şekilde bertaraf edilmesi, gsyİh artışını da olumlu yönde etkileyecek, hasat mevsiminin daha iyi geçmesi de iyileşme sürecine katkı sağlayacaktır.

and if a fly should take away something from them, they can not recover that from it.
eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar.