Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.
Från: Maskinöversättning
Föreslå en bättre översättning
Kvalitet:
Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
he will soon be allowed to swim.
yakında onun yüzmesine izin verilecek.
Senast uppdaterad: 2014-02-01
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
you will be allowed to go out soon.
yakında dışarı çıkmana izin verilecektir.
Senast uppdaterad: 2014-02-01
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
and they will not be allowed to apologize.
kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
nor will they be allowed to proffer excuses.
kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
and thence they shall not be allowed to be absent.
hem oradan hiç ayrılmazlar.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
i think people should be allowed to govern themselves.
İnsanlara kendilerini yönetmek için izin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Senast uppdaterad: 2014-02-01
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
will tom be allowed to go camping with the other children?
tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi?
Senast uppdaterad: 2014-02-01
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
no military or police personnel will be allowed to go on leave.
ordu ve poliste izinler kaldırılacak.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
ethnic tensions, patten said, must not be allowed to hinder political and economic progress.
yetkili, etnik gerginliklerin siyasi ve ekonomik ilerlemeye engel olmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
icg: kosovo's final status must not be allowed to affect neighbouring presevo valley
icg: kosova'nın nihai statüsünün komşu presevo vadisi'ni etkilemesine izin verilmemeli
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
but his options are limited because the deficit cannot be allowed to increase.
ancak açığın büyümesine izin verilemeyeceğinden, bakanın fazla seçme şansı yok.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
"not all the insurance companies will be allowed to practice this kind of insurance.
sigorta denetim komisyonu başkanı nicolae crisan cotidianul gazetesi tarafındna kaydedilen sözlerinde, "bu tip sigorta hizmetini bütün sigorta şirketlerinin vermesine izin verilmeyecek.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
(each) one of them would like to be allowed to live a thousand years.
hatta bu hırsta müşriklerden bile daha ileridirler.
Senast uppdaterad: 2014-07-03
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
before grinding, work bench should be allowed to operate in a idle position and you should stand on the side of the rock in the first movement not opposite to it directly.
taşlamadan önce, tezgahın boşta 1 dakika çalışmasına müsaade edilmeli ve ilk harekette taşın direk karşısında değil yan tarafında durulmalıdır.
for this reason, do not attempt to extinguish a gas fire immediately; it must therefore be allowed to burn until the gas flow is interrupted.
bu nedenle, gaz yangınını derhal söndürmeye kalkışmamalı, gaz akışı kesilene kadar yanmasına izin verilmelidir.
participants voiced concern that violent incidents were continuing in the province and insisted that extremists must not be allowed to undermine kosovo's future.
eyalette şiddet olaylarının halen sürmesinden kaygi duyduklarını belirten katılımcılar, aşırılık yanlılarının kosova'nın geleceğini baltalamasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
in his farewell press conference, harri holkeri urged the international community not to give up on kosovo, warning that extremists must not be allowed to destabilise the province.
harri holkeri veda amacıyla düzenlediği basın toplantısında, aşırılık yanlılarının kosova'da istikrarı bozmasına izin verilmemesi gerektiği yönünde uyararak, uluslararası toplumu eyalette pes etmemeye çağırdı.
the state must not be allowed to encroach on citizens' privacy, smilodon fatalis said, noting that other ways must be found to protect copyrighted material.
devletin vatandaşın özeline tecavüz etmesine izin verilmemesi gerektiğini söyleyen smilodon fatalis, telif hakkı bulunan materyalleri korumak için başka yollar bulunması gerektiğini öne sürüyor.
while most political parties and movements were banned for a long time in jordan such as hizb ut-tahrir, the brotherhood was exempted and allowed to operate by the jordanian monarchy.
hizb et-tahrir gibi birçok siyasi parti ve hareket uzun zaman yasaklanırken müslüman kardeşler, Ürdün monarşisi tarafından işlemsel faaliyetlerini yapmaktan alı koyulmamış ve izin verilmiştir.
there is a limit to the government's willingness to intervene, as authorities are committed to allowing the market to operate freely, and to policies designed to spur competition.
yetkililer piyasayı kendi haline bırakmak ve rekabeti artırıcı politikalar izlemekte kararlı olduklarından, hükümet müdahale konusunda oldukça sınırlı bir isteklilik sergiliyor.