You searched for: then i will go to the philippines to go d... (Engelska - Turkiska)

i will go to the park.
parka gideceğim.

i will go to the school tomorrow.
yarın okula gideceğim.

i will go to school
okula gideceğim

i will go to the university tomorrow, too.
ben de yarın üniversiteye gideceğim.

i have to go to the bank.
bankaya gitmek zorundayım.

i will go to kumamoto to see mr. aoi tomorrow.
yarın bay aoi'yi görmek için kumamoto'ya gideceğim.

i have to go to the bathroom.
banyoya gitmem gerekiyor.

but this year i will go to turkey.
fakat bu yıl türkiye'ye gideceğim.

i will go to japanese class tomorrow
ben yarın japonca sınıfına gideceğim.

i invited her to go to the movies.
sinemaya gitmesi için onu davet ettim.

he said: "i will go to my lord!
(oradan kurtulan İbrahim:) "ben rabbime gidiyorum.

i'm going to go to the movies.
sinemaya gideceğim.

i will go to sydney on business next month.
ben önümüzdeki ay iş için sydney'e gideceğim.

tomorrow i will go to my brother's house
yarın abimin evine gideceğim

i will go to my brother's house for dinner
akşam yemeği için abimin evine gideceğim

tom had to go to the hospital.
tom hastaneye gitmek zorunda kaldı.

tom refused to go to the hospital.
tom, hastaneye gitmeyi reddetti.

i am not sure yet if i will go to a university or get a job.
Üniversiteye mi gideceğimden ya da bir işe mi gireceğimden henüz emin değilim.

he decided not to go to the party.
partiye gitmemeye karar verdi.

he said: 'i will go to my lord; he will guide me.
(oradan kurtulan İbrahim:) "ben rabbime gidiyorum. o bana doğru yolu gösterecek".