You searched for: we to dwell on (Engelska - Turkiska)

to dwell therein.
ebedî kalmak üzere oralara girerler; allah'ın vâdi haktır, gerçektir.

an evil place to dwell!
ne kötü bir döşektir o!

don't dwell on your past failures.
geçmiş hatalarının üzerinde durma.

don't dwell on your past mistakes!
geçmiş hatalarının üzerinde durma!

what are we to do?
ne yapacağız?

how were we to do it?
bunu nasıl yapacaktık?

enter ye the gates of hell, to dwell therein.
cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız.

enter the gates of hell, to dwell therein forever.
"o halde içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin" denir.

"so enter the gates of hell, to dwell therein.
"o halde, içinde ebedi kalacağınız cehennemin kapılarından girin!

well you have fared; enter in, to dwell forever.'
artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler.

enter the gates of gehenna, to dwell therein forever.'
cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız.

are we to make the righteous as the wicked?
erdemlilere, yoldan çıkanlar gibi mi davranacağız?

are we to bow down to whatever you command us?”
emrettiğine mi secdeye varacağız?" derler.

gardens under which rivers flow (paradise), to dwell therein forever!
buyurun, içinden ırmaklar akan cennetlere, ebedî kalmak üzere girin!” denilir.

and indeed we, to our lord, will [surely] return."
"gerçekten biz rabbimize döneceğiz."

and we determined [it], and excellent [are we] to determine.
buna gücümüz yeter; biz ne güzel güç yetireniz!