You searched for: when she called, i jumped up (Engelska - Turkiska)

she called him.
o onu aradı.

i jumped for joy.
ben sevinçten zıpladım.

she called me up very late last night.
dün gece çok geç saatlerde beni aradı.

she called her bear ted.
ona ayısını ted olarak çağırdı.

she called up her mother on the phone.
telefonda annesini aradı.

she called him bad names.
o ona ağzına geleni söyledi.

arriving at the station, she called up her brother.
İstasyona vardığında, o, erkek kardeşini aradı.

mayuko jumped up in alarm.
mayuko alarmda ayağa fırladı.

i was about to leave my house when she called.
o aradığında evimden çıkmak üzereydim.

she called her children into the room.
Çocuklarını odaya çağırdı.

she called the kitten "jaguar".
kedi yavrusuna "jaguar"diye seslendi.

she called him every bad name she knew.
o, ona ağzına geleni geleni söyledi.

both countries jumped up 24 slots on the list.
her iki ülke de listede 24'er sıra yükseldi.

in 2008 i jumped the eiffel tower in paris.
2008'de paris'de eyfel'den atladım.

a resident of one building suffered slight injuries when she jumped off her balcony.
binalardan birinde oturan kadın bir vatandaş balkondan atlaması sonucunda yaralandı.

and the moon when she followeth him,
ardından gelmekte olan aya,

do you know when she will come?
onun ne zaman geleceğini biliyor musun?

i met belinda when she was 16.
belinda ile tanıştığımda o 16 yaşındaydı.

give her this letter when she comes.
geldiğinde bu mektubu ona verin.

so it was no surprise that she called him after winning the award.
bu yüzden de ödülü kazandıktan sonra babasını araması sürpriz olmadı.