You searched for: tu ne veux me rejoindre (Franska - Turkiska)

je ne veux pas
sağol

tu ne peux pas ou tu ne veux pas ?
yapamaz mısın yoksa istemiyor musun?

tu ne peux pas comprendre
(sen) anlamazsın

tu ne tueras point.
‹‹ ‹adam öldürmeyeceksin.

je ne veux pas mourir !
Ölmek istemiyorum!

je ne veux pas plus vivre.
artık yaşamak istemiyorum.

je ne veux pas y aller seul.
oraya yalnız gitmek istemiyorum.

ne veux-tu pas y aller ?
gitmek istemiyor musun?

je sais que tu ne m'aimes pas.
beni sevmediğini biliyorum.

tu ne les connais pas mais nous les connaissons.
ama biz biliriz onları.

tu ne dois pas écouter ce qu'il dit.
onun söylediğini dinlemek zorunda değilsin.

et tu ne leur demandes aucun salaire pour cela.
buna karşılık onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun.

car toi, tu ne manques pas à ta promesse».
sen asla sözünden dönmezsin!”

dans laquelle tu ne verras ni tortuosité, ni dépression.
"orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek."

tu ne dois pas le toucher car c'est très fragile.
ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır.

je ne cherche pas d'eux une subsistance; et je ne veux pas qu'ils me nourrissent.
ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. beni yedirmelerini de istemiyorum.

je ne veux plus jamais entendre à nouveau le mot auto-émancipation.
"kendini güçlendirme" lafını bir daha asla duymak istemiyorum.

tu ne veux être qu'un tyran sur terre; et tu ne veux pas être parmi les bienfaiteurs».
demek arabuluculardan olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen!"

il répondit: je ne veux pas. ensuite, il se repentit, et il alla.
‹‹oğlu, ‹gitmem!› dedi. ama sonra pişman olup gitti.

le coeur pervers s`éloignera de moi; je ne veux pas connaître le méchant.
tanımak istemem kötülüğü.