You searched for: cavalli (Italienska - Turkiska)

s1a i due cavalli non sono neri.
s1a

dedan trafficava con te in coperte di cavalli
sana eyerlik kumaş verdi.

cavalli vapore britanniciunit synonyms for matching user input
beygir gücüunit synonyms for matching user input

il terzo cavalli bianchi e il quarto cavalli pezzati
üçüncüsünün beyaz, dördüncüsünün benekli atları vardı. atların hepsi güçlüydü.

%1 cavalli vapore britanniciamount in units (integer)
% 1 beygir gücüamount in units (integer)

il loro aspetto è aspetto di cavalli, come destrieri essi corrono
savaş atları gibi koşuyorlar.

da muzri e da tutti i paesi si importavano cavalli per salomone
süleymanın atları mısırdan ve bütün öbür ülkelerden getirilirdi.

allora martellarono gli zoccoli dei cavalli al galoppo, al galoppo dei corsieri
yerde izler bıraktı.

lo caricarono su cavalli e lo seppellirono con i suoi padri nella città di davide
Ölüsü at sırtında getirildi, yahuda kenti'ndefç atalarının yanına gömüldü.

gli eserciti del cielo lo seguono su cavalli bianchi, vestiti di lino bianco e puro
beyaz, temiz, ince ketene bürünmüş olan gökteki ordular, beyaz atlara binmiş onu izliyorlardı.

salomone possedeva quattromila greppie per i cavalli dei suoi carri e dodicimila cavalli da sella
‹‹Şimdi bana lübnandan sedir ağaçları kesmeleri için adamlarına buyruk ver. benim adamlarım da seninkilerle birlikte çalışsın. adamların için istediğin ücreti vereceğim. aramızda saydalılar kadar ağaç kesmede usta adamlar olmadığını biliyorsun.››

una sera, dopo che gli furono esibiti alcuni magnifici cavalli, ritti su tre zampe,
akşam üstü kendisine safin (görkemli) hızlı koşan (saf kan arap) atları gösterilmişti.

i cavalli di salomone provenivano da muzri e da kue; i mercanti del re li acquistavano in kue
süleymanın atları mısır ve keveden getirilirdi. kralın tüccarları atları keveden satın alırdı.

cavallo vapore britannico; cavalli vapore britannico; hpamount in units (real)
beygir gücü; beygir gücü; hpamount in units (real)

e [vi ha dato] i cavalli, i muli e gli asini, perché li montiate e per ornamento.
atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yarattı).

alla mia tavola vi sazierete di cavalli e cavalieri, di eroi e di guerrieri d'ogni razza. parola del signore dio
soframda atlardan, atlılardan, yiğitlerden ve her çeşit askerden bol bol yiyip doyacaksınız.› egemen rab böyle diyor.

ora vieni al mio signore, re d'assiria; io ti darò duemila cavalli, se potrai procurarti cavalieri per essi
‹‹haydi, efendim asur kralıyla bahse giriş. binicileri sağlayabilirsen sana iki bin at veririm.

davide gli prese mille carri, settemila cavalieri e ventimila fanti. davide poi fece tagliare i garretti a tutti i cavalli, risparmiandone un centinaio
bin savaş arabasını, yedi bin atlısını, yirmi bin yaya askerini ele geçirdi. yüz savaş arabası için gereken atların dışındaki bütün atları da sakatladı.

il suo paese è pieno di argento e di oro, senza fine sono i suoi tesori; il suo paese è pieno di cavalli, senza numero sono i suoi carri
sayısız atları, savaş arabaları var.

egli aveva milleduecento carri, sessantamila cavalli. coloro che erano venuti con lui dall'egitto non si contavano: libi, succhei ed etiopi
Şişakın bin iki yüz savaş arabası, altmış bin atlısı ve mısırdan onunla birlikte gelen luvlu, suklu, kûşlu sayısız askeri vardı.