Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.
Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
allora gesù disse loro apertamente: «lazzaro è mort
bunun üzerine İsa açıkça, ‹‹lazar öldü›› dedi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
i sommi sacerdoti allora deliberarono di uccidere anche lazzaro
başkâhinler ise lazarı da öldürmeyi tasarladılar.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
gesù voleva molto bene a marta, a sua sorella e a lazzaro
İsa martayı, kızkardeşini ve lazarı severdi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
equi gli fecero una cena: marta serviva e lazzaro era uno dei commensali
orada kendisi için bir ziyafet düzenlediler. marta hizmet ediyordu. İsayla birlikte sofrada oturanlardan biri de lazardı.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
un mendicante, di nome lazzaro, giaceva alla sua porta, coperto di piaghe
her tarafı yara içinde olan lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
e, detto questo, gridò a gran voce: «lazzaro, vieni fuori!»
bunları söyledikten sonra yüksek sesle, ‹‹lazar, dışarı çık!›› diye bağırdı.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
stando nell'inferno tra i tormenti, levò gli occhi e vide di lontano abramo e lazzaro accanto a lui
Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahimi ve onun yanında lazarı gördü.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
intanto la gente che era stata con lui quando chiamò lazzaro fuori dal sepolcro e lo risuscitò dai morti, gli rendeva testimonianza
lazarı mezardan çağırıp ölümden dirilttiği sırada İsayla birlikte bulunan kalabalık buna tanıklık etti.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
maria era quella che aveva cosparso di olio profumato il signore e gli aveva asciugato i piedi con i suoi capelli; suo fratello lazzaro era malato
meryem, rabbe güzel kokulu yağ sürüp saçlarıyla onun ayaklarını silen kadındı. hasta lazar ise meryemin kardeşiydi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
intanto la gran folla di giudei venne a sapere che gesù si trovava là, e accorse non solo per gesù, ma anche per vedere lazzaro che egli aveva risuscitato dai morti
yahudilerden büyük bir kalabalık İsanın beytanyada bulunduğunu öğrendi ve yalnız İsa için değil, onun ölümden dirilttiği lazarı da görmek için oraya geldi.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
così parlò e poi soggiunse loro: «il nostro amico lazzaro s'è addormentato; ma io vado a svegliarlo»
bu sözleri söyledikten sonra, ‹‹dostumuz lazar uyudu›› diye ekledi, ‹‹onu uyandırmaya gidiyorum.››
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
ma abramo rispose: figlio, ricordati che hai ricevuto i tuoi beni durante la vita e lazzaro parimenti i suoi mali; ora invece lui è consolato e tu sei in mezzo ai tormenti
‹‹İbrahim, ‹oğlum› dedi, ‹yaşamın boyunca senin iyilik payını, lazarın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
allora gridando disse: padre abramo, abbi pietà di me e manda lazzaro a intingere nell'acqua la punta del dito e bagnarmi la lingua, perché questa fiamma mi tortura
‹ey babamız İbrahim, acı bana!› diye seslendi. ‹lazarı gönder de parmağının ucunu suya batırıp dilimi serinletsin. bu alevlerin içinde azap çekiyorum.›
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet: