You searched for: zaustaviti (Kroatiska - Turkiska)

zaustaviti
durdur

kako to zaustaviti?
sizce bu nasıl durdurulabilir?

"ništa me neće zaustaviti.
İnşaat işçisi charalambos georgakopoulos setimes'a şunları söyledi: "hiçbir şey beni durduramaz.

nije moguće zaustaviti poslužitelja% 1.
sunucu durdurulamadı% 1.

zaustaviti gubitak biološke ý (kopnene)
biyolojik çeşitlilik kaybının ý (kara)

ukrajina nastoji zaustaviti propuštanje u Černobilu
ukrayna, Çernobil sızıntılarını durdurmaya çalışıyor

prebrojavanje glasova ne može se zaustaviti prijetnjama".
oyların sayımı tehditlerle durdurulamaz."

"rat" oko telekomunikacija mogao bi zaustaviti privatizaciju
telekom "savaşı" Özelleştirmeyi bekletebilir

to međutim neće zaustaviti vladu u njezinu pokušaju.
ancak bu durum, hükümeti denemekten alıkoyamayacak.

hrvatska i unicef pokušavaju zaustaviti nasilje među djecom
hırvatistan ve unicef, Çocuklar arasında Şiddeti durdurmaya Çalışıyor

pojedine organizacije osiguranjem stipendija pokušavaju zaustaviti taj val.
bazı örgütler burs vererek bu göç dalgasına karşı durmaya çalışıyor.

Želite li zaista zaustaviti, a zatim izbirsati ove usluge?
bu servisleri durdurup silmek istediğinize emin misiniz?

težeći zaustaviti tužbu, srbija je uložila tri preliminarna prigovora.
davayı durdurmaya çalışan sırbistan üç ön itirazda bulundu.

"fanatična ideologija ne može se zaustaviti ravnodušnošću", kazao je.
"fanatik bir ideoloji, kayıtsız kalınarak durdurulamaz.

jeste li sigurni da želite zaustaviti i trajno izbrisati ovu uslugu?
bu servisi durdurup kalıcı olarak silmek istediğinize emin misiniz?

niti jedno političko tijelo nema ovlasti uključiti se i zaustaviti provedbu zakona.
hiçbir siyasi organ müdahale edip yasanın uygulanmasını durdurma yetkisine sahip değil.

nužno je zaustaviti radijaciju koja bježi kroz pukotine u postojećem pokrovu, navode stručnjaci.
uzmanlar, mevcut kapaktaki çatlaklardan sızan radyasyonun kontrol altına alınması gerektiğini söylüyorlar.

"kotač povijesti ne može se niti zaustaviti ni preokrenuti", kazao je sejdiu.
seydiu, "tarihin çarkları durdurulamaz ve geri döndürülemez." dedi.

analitičari vjeruju kako bi beograd mogao uvesti trgovinski embargo kosovu i zaustaviti isporuke struje pokrajini.
analistler, belgrad'ın kosova'ya ticari ambargo uygulayabileceği ve eyalete verilen elektriği kesebileceğine inanıyorlar.

najbogatija općina u crnoj gori morala je zaustaviti obnovu jednog od svojih glavnih ljetovališta zbog nedostatka sredstava.
karadağ'ın en zengin belediyesi, en önemli tatil beldelerinden birindeki bir yeniden inşa çalışmasını kaynak yetersizliğinden durdurmak zorunda kaldı.