You searched for: istovremeno (Serbiska - Turkiska)

istovremeno je i veoma stresan.
Üstelik çok stresli.

istovremeno, ulozi postaju sve veći.
bu arada bahisler de yükseliyor.

istovremeno se povećava i broj novina.
aynı zamanda, gazete sayısı da artıyor.

istovremeno, opoziciona sdsm kritikovala je plan.
o tarihte muhalefetteki sdsm planı eleştirmişti.

istovremeno su pooštreni zakoni i sankcije.
aynı zamanda yasalar değiştirildi ve cezalar da ağırlaştırıldı.

istovremeno, pred makedonijom su ozbiljni izazovi.
bakanlık ülkenin ciddi güçlüklerle karşı karşıya olduğunu da belirtiyor.

istovremeno, i na kosovu živi turska zajednica.
ayrıca kosova’da da bir türk toplumu mevcut.

istovremeno je za izgradnju predviđeno 700 miliona evra.
o tarihte, inşaat için 700 milyon avroluk bir maliyet öngörülmüştü.

istovremeno, finansiranje inftrastrukturnih projekata mora se povećati.
ayrıca altyapı projelerine de daha fazla finansman sağlanmalı.

tadić je istovremeno naglasio značaj miroljubivog rešenja.
tadiç bununla birlikte barışçı bir çözümün önemini de vurguladı.

istovremeno, neke zastarele i bespotrebne procedure biće odstranjene.
aynı zamanda, bazı modası geçmiş ve gereksiz prosedürler de terk edilecek.

istovremeno, međutim, makedonska policija postala je efikasnija.
diğer taraftan ülke polisi daha etkin hale geliyor.

agencija je istovremeno ukazala i na potrebu daljeg poboljšanja.
bununla birlikte kuruluş, daha fazla iyileşmenin gerekli olduğunu da belirtti.

istovremeno, eu mora da stane na čelo transformacije kosovske infrastrukture.
ayrıca ab, kosova'nın altyapısının iyileştirilmesine de öncülük etmeli.

grčka pozdravlja šampione evra 2004 i istovremeno očekujuće početak olimpijade
euro 2004 Şampiyonlarını karşılayan yunanistan, gözünü olimpiyatlara Çevirdi

istovremeno, država je preduzela mere da posetiocima olakša dobijanje viza.
aynı zamanda yetkililer, yaşamı ziyaretçiler için daha az zor hale getirme amaçlı adımlar da atmış durumdalar.

istovremeno, melodija nije usmerena na sve ljubitelje evrovizije širom evrope.
ayrıca melodi, avrupa'daki eurovision hayranlarını da hedefleyemiyor.

istovremeno, 184 hrvatska vojnika su poginula, a 1.430 je ranjeno.
aynı zamanda 184 hırvat askeri öldü ve 1430 asker yaralandı.

istovremeno će biti učvršćen međuinstitucionalni mehanizam kontrole parlament-predsedništvo."
aynı zamanda, parlamento-cumhurbaşkanı bağlamındaki kurumlar arası denetim mekanizması da pekişecektir.

ek istovremeno naglašava značaj prekograničnog kretanja u kontekstu ekonomskog razvoja u regionu.
ak bunun yanında, sınır ötesi dolaşımın bölgedeki ekonomik kalkınma açısından taşıdığı önemi de vurguladı.