You searched for: asesino (Spanska - Turkiska)

asesino de ambu
katil ambulans

asesino de ambulancias
canavar kamyon sokağa çıkma yasağı

el asesino se despertó
katil

la policía cogió al asesino.
polisler katili yakaladı.

estábamos llenos de ira contra el asesino.
katile karşı öfkeyle doldurulduk.

el vengador de la sangre matará al asesino; cuando lo encuentre, lo matará
Ölenin öcünü alacak kişi, katili öldürecektir; onunla karşılaşınca onu öldürecektir.

en los medios, al asesino de chapel hill no se le llama terrorista sino solamente asesino.
basında, chapel hill katili terörist değil, sadece bir katil olarak adlandırılıyor.

"'no aceptaréis rescate por la vida del asesino que está condenado a muerte; morirá irremisiblemente
‹‹ ‹Ölümü hak etmiş katilin canı için bedel almayacaksınız; o kesinlikle öldürülecektir.

tragedia en chapel hill: 'si el asesino fuera musulmán, la historia hubiera sido diferente'
chapel hill trajedisi: 'katil müslüman olsaydı hikâye bambaşka olurdu'

"'si lo hiere con un instrumento de hierro, y él muere, es un asesino. el asesino morirá irremisiblemente
‹‹ ‹eğer biri demir bir aletle başka birine vurur, o kişi de ölürse, adam katildir ve kesinlikle öldürülecektir.

cuando jehú entraba por la puerta de la ciudad, ella dijo: --¿cómo le va a zimri, asesino de su señor
yehu kentin kapısından içeri girince, İzebel, ‹‹ey efendisini öldüren zimri, barış için mi geldin?›› diye seslendi.

cuando alguien mata a una persona, por el testimonio de testigos se dará muerte al asesino. pero un solo testigo no bastará para que se sentencie a una persona a morir
‹‹ ‹adam öldüren, tanıkların tanıklığıyla öldürülecek, bir tek kişinin tanıklığıyla öldürülmeyecektir.

"'si lo hiere con una piedra en la mano, con la cual pueda causarle la muerte, y él muere, es un asesino. el asesino morirá irremisiblemente
birinin elinde adam öldürebilecek bir taş varsa, bu taşla başka birine vurursa, o kişi de ölürse, adam katildir ve kesinlikle öldürülecektir.

si el asesino fuera musulmán, los medios occidentales hubieran iniciado una guerra contra el islam y los musulmanes, pero debido a que el asesino era uno de ellos, esto es solamente un incidente.
katil müslüman olsaydı, batılı basın İslama ve müslümanlara savaş açardı ama katil onlardan biri diye, sadece olay olarak görülüyor.

su asesino, ogun samast, fue sentenciado el año pasado, pero al final del juicio de otras personas involucradas esta semana, aún muchas preguntas relacionadas a la participación oficial en el asesinato quedan sin resolver.
cinayeti işleyen ogün samast geçen yıl hüküm giymişti, ancak gerçekleştirilen son mahkemede olaya katıldığı düşünülen diğer kişiler nedeniyle, suikasta resmi makamların da karışmış olabileceği şüphesi doğdu.

la competencia en el mercado de las réflex digitales de gama baja es asesina.
giriş seviyesi dslr pazarındaki rekabet oldukça aşırı seviyelere tırmanmış durumda.