You searched for: caña (Spanska - Turkiska)

caña de pesca
olta

y escupiendo en él, tomaron la caña y le golpeaban la cabeza
Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular.

dio la vuelta hacia el lado occidental y midió con la caña de medir: 500 cañas
sonra batıya dönüp ölçtü, beş yüz arşınfş kadardı.

la caña cascada no quebrará, y la mecha que humea no apagará, hasta que saque a triunfo el juicio
ezilmiş kamışı kırmayacak, tüten fitili söndürmeyecek, ve sonunda adaleti zafere ulaştıracak.

el que hablaba conmigo tenía una caña de medir, de oro, para medir la ciudad, sus puertas y su muro
benimle konuşan meleğin elinde kenti ve kent kapılarıyla surları ölçmek için altın bir ölçü kamışı vardı.

y de inmediato uno de ellos corrió, tomó una esponja, la llenó de vinagre, y poniéndola en una caña, le daba de beber
İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba batırıp bir kamışın ucuna takarak İsaya içirdi.

después fue a la puerta que daba al oriente, subió por sus gradas y midió el umbral de la puerta, el cual tenía una caña de ancho. el otro umbral también tenía una caña de ancho
sonra doğuya bakan kapıya gitti, basamakları çıkıp kapı eşiğini ölçtü. eni bir ölçü değneği kadardı.

la caña de azúcar y los cultivos herbáceos estándar, como el maíz o el trigo, son actualmente los principales insumos para la producción de biocombustible, pero la gama de posibles fuentes es muy amplia, incluyendo la paja y las plantaciones de sauces y plantas herbáceas energéticas para la obtención de etanol celulósico, los residuos madereros y pellets para la generación de calor, y el cultivo de algas en tanques.
Şeker kamışının yanı sıra, mısır veya buğday gibi standart tarım ürünleri, şu anda biyolojik yakıt üretiminin başlıca girdileridir. ancak, selülozik etanol için saman, enerji otları ve söğüt plantasyonları, ısı üretimi için odun atıkları ve peletleri, tanklarda yetiştirilen suyosunu gibi potansiyel kaynaklar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır.