You searched for: escondido (Spanska - Turkiska)

tesoro escondido
gizli hazine

Él conoce lo patente y lo escondido.
ancak allah’ın dilediği müstesna. Çünkü o, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir.

Él es el principio y el fin, el visible y el escondido.
evvel o'dur, Âhir o. zahir o’dur, batın o!

no hay un monstruo de la velocidad escondido en la samsung nv24hd.
samsung nv24hd fotoğraf makinesi için hız canavarı ifadesini kullanamayız.

salvo lo que alá quiera. Él conoce lo patente y lo escondido.
allah'ın dilediği hariç; o açığı da bilir, gizliyi de.

Él es el principio y el fin, el visible y el escondido. y es omnisciente.
o, ilktir (kendisinden önce hiçbir varlık yoktur,) sondur (kendisinden sonra hiçbir varlık yoktur. her şey yok olurken o kalacaktır,) zahirdir (delilleriyle varlığı gün gibi açıktır,) batındır (zatının hakikati gizlidir, akıllar o'nun özünü idrak edemez,) o, her şeyi bilendir.

no hay nada escondido en el cielo ni en la tierra que no esté en una escritura clara.
göklerde ve yerde gizli olan her şey, istisnasız apaçık bir kitaptadır.

porque dios traerá a juicio toda acción junto con todo lo escondido, sea bueno o sea malo
İster iyi ister kötü olsun.

esta concibió y dio a luz un niño; y al ver que era hermoso, lo tuvo escondido durante tres meses
kadın gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. güzel bir çocuk olduğunu görünce, onu üç ay gizledi.

aguardaré, pues, a jehovah, quien ha escondido su rostro de la casa de jacob. en él esperaré
kendini yakupun soyundan gizleyen rabbi özlemle bekliyorum, umudum onda.

al tercer día descenderás rápidamente y vendrás al lugar donde estabas escondido cuando empezó este problema. esperarás junto a aquella piedra
Öbür gün, geçen sefer gizlendiğin yere çabucak git. ezel taşının yanında bekle.

y dijo: «por amor a los bienes he descuidado el recuerdo de mi señor hasta que se ha escondido tras el velo.
"ben, dedi, at sevgisini, rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim." nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi.

josué envió mensajeros que fueron corriendo a la tienda. y he aquí, aquello estaba escondido allí en su tienda, y el dinero estaba debajo
yeşunun görevlendirdiği adamlar hemen çadıra koştular. gömülmüş eşyaları orada buldular. gümüş en alttaydı.

entonces consultaron otra vez a jehovah: --¿aún ha de venir aquí ese hombre? y jehovah respondió: --he aquí que está escondido entre el equipaje
yine rabbe, ‹‹o daha buraya gelmedi mi?›› diye sordular. rab de, ‹‹o burada, eşyaların arasında saklanıyor›› dedi.

hay muchas tecnologías escondida en esta pequeña cámara, entre ellas el sistema exr.
kamerada bir otomatik exr modu bulunmasına rağmen yeterince ekstra opsiyonun da bağımsız şekilde çalışmasına olanak tanınmış.