You searched for: levantado (Spanska - Turkiska)

te has levantado pronto.
erken kalktın.

¿cuándo te has levantado?
ne zaman kalktın?

esta mañana se ha levantado temprano.
o bu sabah erken kalktı.

esta mañana me he levantado muy tarde.
bu sabah çok geç kalktım.

si hubiéramos querido, le habríamos levantado con ellos.
dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik.

esta mañana me he levantado más tarde de lo habitual.
bu sabah her zamankinden daha geç kalktım.

se han levantado testigos falsos, y me interrogan de lo que no sé
bilmediğim konuları soruyorlar.

y el tabernáculo fue levantado el primer día del mes primero del segundo año
böylece ikinci yılın birinci ayının birinci günü konut kuruldu.

ha levantado para nosotros un cuerno de salvación en la casa de su siervo david
eski çağlardan beri kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, kulu davutun soyundan bizim için güçlü bir kurtarıcı çıkardı; düşmanlarımızdan, bizden nefret edenlerin hepsinin elinden kurtuluşumuzu sağladı.

porque he aquí que rugen tus enemigos, y los que te aborrecen han levantado la cabeza
senden nefret edenler boy gösteriyor.

así también, en este tiempo presente se ha levantado un remanente según la elección de gracia
aynı şekilde, şimdiki dönemde de tanrının lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk vardır.

y como moisés levantó la serpiente en el desierto, así es necesario que el hijo del hombre sea levantado
musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlunun da öylece yukarı kaldırılması gerekir.

no me entregues a la voluntad de mis adversarios, porque contra mí se han levantado testigos falsos que respiran violencia
ağızları şiddet saçıyor.

si hubiéramos querido, le habríamos levantado con ellos. pero se apegó a la tierra y siguió su pasión.
dileseydik elbette onu o ayetlerle yükseltirdik, fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü.

porque los extraños se han levantado contra mí, y los violentos buscan mi vida. no toman en cuenta a dios. (selah
tanrıya aldırmıyorlar. |isela

"vosotros habéis visto lo que he hecho a los egipcios, y cómo os he levantado a vosotros sobre alas de águilas y os he traído a mí
mısırlılara ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.

así que se habían levantado y huido al anochecer dejando sus tiendas, sus caballos, sus asnos y el campamento intacto. y habían huido para salvar sus vidas
böylece, gün batarken çadırlarını, atlarını, eşeklerini bırakıp kaçmışlar, canlarını kurtarmak için ordugahı olduğu gibi bırakmışlardı.

porque la orden del rey era apremiante y el horno había sido calentado excesivamente, una llamarada de fuego mató a aquellos que habían levantado a sadrac, a mesac y a abed-nego
kralın buyruğu çok sıkı, fırın da çok ısıtılmış olduğundan, Şadrakı, meşakı, abed-negoyu götüren adamları ateşin alevleri yakıp öldürdü.

y fue a éstos, a los hijos de aquéllos, a quienes jehovah había levantado en su lugar, a los que josué circuncidó. eran incircuncisos, porque no habían sido circuncidados en el camino
rab onların yerine çocuklarını yaşattı. sünnetsiz olan bu çocukları yeşu sünnet etti. Çünkü yolda sünnet olmamışlardı.

el temor se apoderó de todos, y glorificaban a dios diciendo: --¡un gran profeta se ha levantado entre nosotros! ¡dios ha visitado a su pueblo
herkesi bir korku almıştı. ‹‹aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!›› ve ‹‹tanrı, halkının yardımına geldi!›› diyerek tanrıyı yüceltmeye başladılar.