You searched for: sobreviviente (Spanska - Turkiska)

no tendrá prole ni descendiente en su pueblo, ni sobreviviente en sus moradas
yaşadığı yerde kimsesi kalmayacak.

og, rey de basán, sobreviviente de los refaítas, quien residía en astarot y en edrei
sağ kalan refalılardan, aştarot ve edreide oturan başan kralı og:

no quedará sobreviviente de ellos, porque yo traeré el mal sobre los hombres de anatot en el año de su castigo.
sağ kalan olmayacak. cezalandırılacakları yıl anatot halkının başına felaket getireceğim.› ››

así los mataron a él, a sus hijos y a toda su gente, hasta no dejarle ningún sobreviviente. y tomaron posesión de su tierra
böylece İsrail halkı kimseyi sağ bırakmadan og'la oğullarını ve ordusunu yok etti, ülkeyi ele geçirdi.

entonces horam, rey de gezer, fue en ayuda de laquis, pero josué mató a él y a su gente, hasta no dejarle ningún sobreviviente
bu arada gezer kralı horam lakişe yardıma geldi. yeşu onu ve ordusunu yenilgiye uğrattı; kimseyi sağ bırakmaksızın hepsini öldürdü.

todo el reino de og, el cual era sobreviviente de los refaítas, que reinó en astarot y edrei en basán, y a quienes moisés derrotó y echó.
sağ kalan refalılardan biri olup aştarot ve edreide egemenlik sürmüş olan kral ogun başanda kalan topraklarının tümü. musanın, krallarını yenilgiye uğratıp ele geçirdiği topraklar bunlardı.

clérigo chiita cubierto de sangre sobreviviente del atentado suicida contra una mezquita en kuwait, de la cuenta de twitter de @hayder_alkhoei.
kanlar içinde kalan Şii din adamı kuveyt'te camiye yapılan saldırıda hayatta kalmayı başardı, tweetler @hayder_alkhoei

generación tras generación, los sobrevivientes del genocidio armenio y sus descendientes han estado haciendo campaña para que la comunidad internacional reconozca el hecho.
ermeni soykırımı'ndan sağ kalanlar ve neslinden gelenler, kuşaktan kuşağa uluslararası toplumun gerçeği tanıması için seferberlik içindeler.