You searched for: trigo (Spanska - Turkiska)

trigo
buğday

trigo 1color
buğday 1color

diez de los hermanos de josé descendieron a comprar trigo en egipto
böylece yusufun on kardeşi buğday almak için mısıra gittiler.

pero el trigo y el centeno no fueron destruidos, pues eran tardíos
ama buğday ve kızıl buğday henüz bitmediği için zarar görmemişti.

ha traído paz a tu territorio, y te ha saciado con abundancia de trigo
seni en iyi buğdayla doyurur.

luego, satisfechos de la comida, aligeraban la nave echando el trigo al mar
herkes doyduktan sonra, buğdayı denize boşaltarak gemiyi hafiflettiler.

las eras se llenarán de trigo, y los lagares rebosarán de vino nuevo y de aceite
Şarap ve zeytinyağı tekneleri taşacak.

a pesar de que hizo llover sobre ellos maná para comer, y les dio trigo del cielo
göksel tahıl verdi onlara.

pero mientras dormían los hombres, vino su enemigo y sembró cizaña entre el trigo, y se fue
‹‹herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasına delice ekip gitti.

dios te dé del rocío del cielo y de lo más preciado de la tierra: trigo y vino en abundancia
bol buğday ve yeni şarap versin.

los subsidios anteriores fomentaban la producción agrícola intensiva al pagar por tonelada de trigo o por cabeza de ganado producida.
geçmiş sübvansiyonlar üretilen buğdayın tonu veya büyükbaş hayvan başı ödeme yaparak yoğun tarım üretimini teşvik etmiştir.

ahora pues, envíe mi señor a sus siervos el trigo, la cebada, el aceite y el vino que ha prometido
‹‹efendim, sözünü ettiğin buğday, arpa, zeytinyağı ve şarabı kullarına gönder.

hasta 100 talentos de plata, 100 coros de trigo, 100 batos de vino, 100 batos de aceite, y sal sin medida
kendisine gerektiğinde yüz talanta kadar gümüş, yüz kor buğday, yüz bat şarap, yüz bat zeytinyağı ve istediği kadar tuz sağlayın.

estas incluyen biomasa de residuos, madera, tallos de trigo o maíz y cultivos de energía o biomasa especiales, como miscanthus.
bunlar arasında atık biyokütle, odun, buğday veya mısır sapları ve miscanthus gibi özel enerji ve biyokütle ekinleri bulunmaktadır.

celebrarás la fiesta de pentecostés, es decir, la de las primicias de la siega del trigo, y también la fiesta de la cosecha a la vuelta del año
‹‹İlk buğday biçiminde haftalar bayramı, yıl sonunda da Ürün devşirme bayramı yapacaksınız.

el precio del trigo y la harina ha aumentado hasta un 40% en un país en el que más del 50% vive bajo el umbral de la pobreza.
#yemeninnumbers: Ülkenin %50'si yolsulluk sınırı altında yaşarken buğday ve un fiyatları %40 oranında arttı.

para su padre envió lo siguiente: 10 asnos cargados de lo mejor de egipto y 10 asnas cargadas de trigo, pan y otros alimentos para su padre, para el camino
böylece babasına mısırda en iyi ne varsa hepsiyle yüklü on eşek, yolculuk için buğday, ekmek ve azık yüklü on dişi eşek gönderdi.

"Ésta será la ofrenda alzada que ofreceréis: la sexta parte de un efa por cada homer de trigo, y la sexta parte de un efa por cada homer de cebada
‹‹ ‹sunacağınız sunular şunlardır: her homer buğdaydan efanın altıda biri, her homer arpadan efanın altıda biri kadarını vereceksiniz.

jehovah juró por su mano derecha y por el brazo de su poder: "nunca más daré tu trigo por comida a tus enemigos, ni beberán los extranjeros del vino nuevo por el cual tú has trabajado
emek verdiğin yeni şarabı yabancılar içmeyecek.

he aquí que para tus siervos que cortan y labran la madera, yo doy 20.000 coros de trigo para el sustento, 20.000 coros de cebada, 20.000 batos de vino y 20.000 batos de aceite
ağaç kesen adamlarına yirmi bin kor bulgur, yirmi bin kor arpa, yirmi bin bat şarap, yirmi bin bat zeytinyağı vereceğim.›› ağacı olduğu sanılıyor.