You searched for: akiwa (Swahili - Turkiska)

basi akiwa miongoni mwa walio karibishwa,
(o can, allah'a) yaklaştırılanlardan ise,

na akiwa katika watu wa upande wa kulia,
eğer ashab-ı yeminden ise “selâm sana ashab-ı yeminden!” denilecek. [41,30-32]

na akiwa anao ndugu, basi mama yake atapata sudusi.
eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir.

akiwa tajiri au masikini mwenyezi mungu anawastahikia zaidi.
(haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar allah onlara (sizden) daha yakındır.

lakini akiwa mtoto mwanamke ni mmoja, basi fungu lake ni nusu.
bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır.

wakati mtu mmoja aliyepooza alipoletwa kwake akiwa amechukuliwa na watu wanne.
bu arada ona dört kişinin taşıdığı felçli bir adamı getirdiler.

kisha malaika mwingine akatoka katika hekalu mbinguni akiwa na mundu wenye makali.
gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. onun da keskin bir orağı vardı.

kulikuwa na kijana mmoja aliyekuwa anamfuata yesu akiwa amevaa shuka. nao wakajaribu kumkamata.
İsanın ardından sadece keten beze sarınmış bir genç gidiyordu. bu genç de yakalandı.

aliposikia hayo, alisikitika, akaenda zake akiwa na huzuni, kwa maana alikuwa na mali nyingi.
bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.

akiwa hana mtoto, na wazazi wake wawili wamekuwa ndio warithi wake, basi mama yake atapata thuluthi moja.
eğer çocuğu yok da ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer.

akiwa tajiri au masikini mwenyezi mungu anawastahikia zaidi. basi msifuate matamanio, mkaacha kufanya uadilifu.
hatta zengin, yahut yoksul bile olsa, çünkü allah ikisine de sizden daha ziyade sahiptir, sizden daha fazla korur onları ve siz, adaleti icra ederken nefsinizin dileğine uymayın.

basi, nasema hivi: mrithi, akiwa bado mtoto, hawi tofauti na mtumwa ingawaje mali yote ni yake.
Şunu demek istiyorum: mirasçı her şeyin sahibiyse de, çocuk olduğu sürece köleden farksızdır.

kama mtu aliitwa akiwa ametahiriwa, basi asijisingizie kwamba hakutahiriwa; na kama alipoitwa hakuwa ametahiriwa, basi na asitahiriwe.
biri sünnetliyken mi çağrıldı, sünnetsiz olmasın. bir başkası sünnetsizken mi çağrıldı, sünnet olmasın.

basi, yesu akiwa amehuzunika tena moyoni, akafika kaburini. kaburi lenyewe lilikuwa pango, na lilikuwa limefunikwa kwa jiwe.
İsa yine derinden hüzünlenerek mezara vardı. mezar bir mağaraydı, girişinde de bir taş duruyordu.

naye akatoka akiwa amejichukulia msalaba wake kwenda mahali paitwapo "fuvu la kichwa", (kwa kiebrania golgotha).
askerler İsayı alıp götürdüler. İsa çarmıhını kendisi taşıyıp kafatası -İbranicede golgota- denilen yere çıktı.

lakini petro akasema, "bwana wee; sijui hata unachosema!" na papo hapo, akiwa bado anaongea, jogoo akawika.
petrus, ‹‹sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!›› dedi. tam o anda, petrus daha konuşurken horoz öttü.