You searched for: kuwasaidia (Swahili - Turkiska)

hawataweza kuwasaidia.
(o tanrılar) kendilerine yardım edemezler.

na madhaalimu hawatakuwa na wa kuwasaidia.
bu zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.

na, anaweza sasa kuwasaidia wale wanaojaribiwa na kuteswa.
Çünkü kendisi denenip acı çektiği için denenenlere yardım edebilir.

na tukitaka tunawazamisha, wala hapana wa kuwasaidia, wala hawaokolewi,
dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar.

hawataweza kuwasaidia. bali hao ndio watakuwa askari wao watakao hudhurishwa.
o putlar kendilerine yardım edemezler, nasıl olur?zaten bunlar, onlar için hazırlanmış askerler! [21,43]

namshukuru mungu aliyeweka ndani ya moyo wa tito hamu hiyo niliyo nayo mimi ya kuwasaidia.
titusun yüreğinde sizin için aynı ilgiyi uyandıran tanrıya şükürler olsun!

"asifiwe bwana mungu wa israeli, kwani amekuja kuwasaidia na kuwakomboa watu wake.
‹‹İsrailin tanrısı rabbe övgüler olsun! Çünkü halkının yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı.

basi, sisi tunapaswa kuwasaidia watu hawa, ili nasi tupate kushiriki katika kazi yao kwa ajili ya ukweli.
bu nedenle, gerçek uğruna emektaşlar olmak için böylelerini desteklemeliyiz.

sisi tulio imara katika imani tunapaswa kuwasaidia wale walio dhaifu wayakabili matatizo yao. tusijipendelee sisi wenyewe tu.
İmanı güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil, güçsüzlerin zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz.

wameruhusiwa kupigana wale wanao pigwa vita kwa sababu wamedhulumiwa - na kwa yakini mwenyezi mungu ni muweza wa kuwasaidia -
haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir. allah onlara yardım etmeğe elbette kadir'dir.

lakini wakiomba msaada kwenu katika dini, basi ni juu yenu kuwasaidia, isipo kuwa juu ya watu ambao yapo mapatano baina yenu na wao.
allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.

ilikuwa vivyo hivyo kuhusu yule malaya rahabu; yeye alikubaliwa kuwa mwadilifu kwa sababu aliwapokea wale wapelelezi na kuwasaidia waende zao kwa kupitia njia nyingine.
aynı biçimde, ulakları konuk edip değişik bir yoldan geri gönderen fahişe rahav da bu eylemiyle aklanmadı mı?

maneno mabaya hata yasisikike kamwe miongoni mwenu; kila mara maneno yenu yawe ya kufaa na ambayo hujenga na kuwasaidia wengine, ili yawaneemeshe wasikilizaji wenu.
ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin.

lakini wakiomba msaada kwenu katika dini, basi ni juu yenu kuwasaidia, isipo kuwa juu ya watu ambao yapo mapatano baina yenu na wao. na mwenyezi mungu anayaona mnayo yatenda.
dine ait bir hususta sizden yardım isterlerse, aranızda bir ahit bulunan topluluğa karşı olmamak şartıyla onlara yardım etmeniz gerektir ve allah, ne yaparsanız hepsini de görür.

nimekuwa nikiwapeni daima mfano kwamba kwa kufanya kazi mithili hiyo tunapaswa kuwasaidia walio dhaifu, tukikumbuka maneno ya bwana yesu mwenyewe: heri zaidi kutoa kuliko kupokea."
yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve rab İsanın, ‹vermek, almaktan daha büyük mutluluktur› diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim.››

apolo alipoamua kwenda akaya, wale ndugu walimtia moyo kwa kuwaandikia wafuasi kule akaya wampokee. alipofika huko, aliweza kwa msaada wa neema ya mungu, kuwasaidia sana wale ndugu waliopata kuwa waumini;
apollos ahayaya gitmek isteyince kardeşler onu cesaretlendirdiler. onu iyi karşılamaları için oradaki öğrencilere mektup yazdılar. apollos ahayaya varınca tanrının lütfuyla iman etmiş olanlara çok yardım etti.

kulikuwa na mfuasi mmoja mwanamke mjini yopa aitwaye tabitha (kwa kigiriki ni dorka, maana yake, paa). huyo mwanamke alikuwa akitenda mema na kuwasaidia maskini daima.
yafada, İsa öğrencisi olan tabita adında bir kadın vardı. tabita, ceylan anlamına gelir. bu kadın her zaman iyilik yapıp yoksullara yardım ederdi.