You searched for: umínili (Tjeckiska - Turkiska)

tedy učedlníci, jeden každý podle možnosti své, umínili poslati něco ku pomoci bratřím přebývajícím v judstvu.
Öğrenciler, her biri kendi gücü oranında, yahudiyede yaşayan kardeşlere gönderilmek üzere yardım toplamayı kararlaştırdılar.

vy, kteří jste uvěřili, buďte pamětlivi milosti boží, prokázané vám, když umínili si jistí lidé, že vztáhnou ruce své na vás: bůh odrazil ruce jejich od vás.
allah'ın size olan nimetini hatırlayın. hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) yeltenmişti de, o (allah) onların ellerini sizden çekmişti.

nebýti milosti boží vůči tobě a milosrdenství jeho, byli by tě zavedli na bludnou stezku ti z nich, kteří umínili si, že zavedou tě v blud: však zavedli jedině sebe samy v blud, a neuškodí ti v nejmenším.
allah'ın sana lutfu ve acıması olmasaydı, onlardan bir grup, seni saptırmağa yeltenmişti. onlar sadece kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler.

nebýti milosti boží vůči tobě a milosrdenství jeho, byli by tě zavedli na bludnou stezku ti z nich, kteří umínili si, že zavedou tě v blud: však zavedli jedině sebe samy v blud, a neuškodí ti v nejmenším. bůh seslal ti knihu a moudrost a naučil tě tomu, cos nevěděl: zajisté velká byla milost boží nad tebou!
allah'ın sana lütfü, ihsanı ve rahmeti olmasaydı onların bir kısmı seni bile doğru yoldan çıkarmayı kurmuştu, fakat onlar, ancak kendilerini sapıklığa sevk ederler ve hiçbir hususta sana zarar veremezler ve allah, sana kitabı ve hikmeti indirdi ve evvelce bilmediğin şeyleri öğretti sana ve allah'ın, sana lütfü ve ihsanı pek büyüktür.