You searched for: ben de alayim (Turkiska - Engelska)

ben de.
me too.

yani .. ben de."
that ... me neither."

ben de, "evet",
i was like, "yeah.

ben de bilmiyordum.
didn't know either.

ben de yapacağım!
lo! i too am working.

ben de "tamam."
i was like, "okay."

senden önceki elçilerle de alay edildi.
(muhammad), people have mocked the messengers who lived before you.

andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim.
and already were [other] messengers ridiculed before you, and i extended the time of those who disbelieved; then i seized them, and how [terrible] was my penalty.

andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi.
(muhammad), people have mocked the messengers who lived before you.

yemin olsun, senden önceki resullerle de alay edildi.
(muhammad), people have mocked the messengers who lived before you.

kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır.
let not women mock each other; perhaps one is better than the other.

bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
and if they see any sign, they laugh it away

andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine ben de o inkara sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim.
(muhammad), people have mocked the messengers who lived before you. i gave a respite to the unbelievers (so that they would repent, but they did not).

belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. birbirinizi, (daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın.
and do not defame one another, nor insult one another by [calling] nicknames.

andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine ben de o inkara sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı sonuçlandırma?
and already were [other] messengers ridiculed before you, and i extended the time of those who disbelieved; then i seized them, and how [terrible] was my penalty.