You searched for: bir amacı yok (Turkiska - Engelska)

herkesin bir amacı olmalı.
everybody should have a purpose.

tom'un iyi bir amacı var.
tom has a good point.

bir amacımız yok.
we have no goal.

hiçbir amacı yok ve bir amacı olmasına gerek de yok.
it's that there is no point and that there doesn't have to be a point.

sanırım tom'un geçerli bir amacı var.
i think tom has a valid point.

belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur.
it doesn't have a particular purpose, and that's what's great about play.

dolayısıyla bilgi haritasının ikili bir amacı vardır:
the objective of the information map is therefore twofold:

smbus'ın bir amacı dayanıklılık ve karşılıklı çalışabilirliği artırmaktır.
one purpose of smbus is to promote robustness and interoperability.

kulağınıza hoş gelmiyorsa, müzik dinlemenin fazla bir amacı yoktur.
there's really very little point in listening to music when it doesn't sound good to you.

jack'in hayatta hiçbir amacı yoktur.
jack has no goals in life.

herhangi bir amaç
any purpose

bir amacın var.
you do have a point.

bu kötü virüslerin önce İngiliz, İspanyol veya fransız milliyetinde önce çıkma amacı yok.
these bad viruses really don't have any intention of showing up first in english or spanish or french.

lawrence block’a göre bernie’nin kitabevi sahibi olmasının bir amacı da kadınlarla tanışmaktır.
according to lawrence block, one of the reasons bernie operates the bookstore was to meet girls.

belgeselin politik amacı olmadığına inanıyorum çünkü başka bir amaçla çekilmiş.
i stand by: “that the documentary doesn’t have any political tendencies”, because it’s made with another purpose.

sizi hazırlıyor. size bir amaç veriyor.
it preps you. it aims you.

daha kişisel bir amaç da kâr etmekti.
a more personal goal in war was simple profit.

bu, kollektif bir amac yaratmanin yoludur.
that's how you create a collective goal.

gökleri ve yeri belli bir amaç için yaratmıştır.
he created the heavens and earth in truth.

allah gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı.
(allah says to his prophet muhammad saw): "allah (alone) created the heavens and the earth with truth (and none shared him in their creation)."