You searched for: bu hoşuma gitti (Turkiska - Engelska)

...bu hoşuma gitti... ...eğlenceliydi.
and so we got to the grave and made this, which was hilarious -- the attention that we got.

hikayen hoşuma gitti.
i liked your story.

bu meydan okuma, hoşuma gitti.
that's a challenge. i like this.

hayallerini okumak hoşuma gitti.
i enjoyed reading about your dreams.

bu hoşuma gidiyor.
i'm enjoying it.

seni dans ederken izlemek hoşuma gitti.
i loved watching you dance.

Çünkü çok güzel, benim çok hoşuma gitti.
because it's beautiful, i really liked it.

Şimdi gerçekten bu hoşuma gidiyor.
i'm really getting into this now.

geçen hafta iki tane kitap okudum. İkisi de hoşuma gitti.
i read two books last week. i loved them both.

evet, ikisini birden yapan insanlar hoşuma gitti. Üstün başarı gösteriyorsunuz.
all right, i like the people doing both. you are overachievers.

sizlerin çeneleriniz düşüp, düşüp, düşüp anlayasaya kadar, izlemek gerçi hoşuma gitti.
though i enjoyed watching your jaws drop, drop, drop, until you got it.

belgradlı 55 yaşındaki avukat petar, "tekrar çocuk olmak hoşuma gitti." dedi.
"i enjoyed being a child again," said belgrade lawyer petar, 55.

bu hoş tabi.
this is neat.

bu hoş mu?
is this cool?

bu sözler kralın ve önderlerinin hoşuna gitti. kral, memukanın önerisine uyarak,
and the saying pleased the king and the princes; and the king did according to the word of memucan:

bu hoş değil.
that's not nice.

açıkçası canon digital ixus 200 is kamera hoşumuza gitti.
we really like the canon digital ixus 200 is camera.

peki, bu hoş gibiydi.
okay, that was kind of cool.

genel olarak bakıldığında panasonic lumix dmc l1 gayet hoşumuza gitti.
all in all, i took quite a liking to the panasonic lumix dmc-l1.

live view özelliğinin kullanımı ile ilgili kuşkularımız olmakla birlikte panasonic'in konuya yaklaşımı hoşumuza gitti.
although i had my doubts about the use of live view, i find panasonic's approach increasingly appealing.