You searched for: bunlar on gibi (Turkiska - Engelska)

ve bunlar onu korkutuyordu.
and these frightened her.

bunlar onlara helal değildir.
they are not lawful for them, nor are infidels lawful for believing women.

bunlar, onların söylediklerinden uzaktırlar.
the decent people are innocent of what people allege.

fakat bunlar onu yalancı saydılar.
they called him a liar.

bunlar, onların demekte olduklarından uzaktırlar.
the decent people are innocent of what people allege.

tom onlar gibi.
tom is like them.

bunlar onların evlerine gelebilir ve onlarla karşılaşabilirler.
follow the commands of god.

bunlar onlara pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyorlardı.
(while) you were pelting them with stones of porphyritic lava,

"kimin bıçakları bunlar?" "onlar kasabın."
"whose knives are these?" "they are the butcher's."

bunlar onların söyledikleri(çirkin şeyler)den uzaktırlar.
the decent people are innocent of what people allege.

ben de onlar gibi konuşabiliyordum.
i used to be able to talk like that.

bunlar, "ona inandık, hepsi rabbimizin katındandır." derler.
all its verses are from our lord."

daha öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı.
even thus, as they now speak, spake those (who were) before them.

aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız.
indeed, you would then be like them.

Önce gelenler de tıpkı onlar gibi söylemişlerdi.
even thus, as they now speak, spake those (who were) before them.

onlar gibi geldi. çok fuzuli geldi bana.
it looks like these booklets. it seemed to me very superfluous.

Şimdi, gördüğünüz öğrencilerle tanışmadım, ama onlar gibi öğrencilerle tanıştım.
now, i haven't met these particular students, but i've met students like them.

(allah): "ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver." dedi.
he said, "o adam, inform them of their names."