You searched for: dönüştürülebilecek (Turkiska - Engelska)

bu bilgi ile dönüştürülebilecek bir şey.
this is something that can be transformed with knowledge.

sonuç olarak da, geri dönüştürülebilecek atıklar çöplükte son buluyordu.
as a result, waste that could have been recycled has been ending up at the dump.

İç içe yerleştirilebilecek, üst üste konulabilecek ve dijital hale dönüştürülebilecek şeyler isteriz.
so we want things that nest, we want things that stack, and we want it digitized.

enerji sektöründen kaynaklı iklim problemini çözersiniz, aynı zamanda yenilikçi olmayı desteklersiniz- gezegen seviyesinde hızlıca büyük ölçeğe dönüştürülebilecek şeyler mesela.
you solve the climate issue with regards to the energy sector, while at the same time, stimulating innovation -- examples of things that can be out scaled quickly at the planetary level.

büyük britanya'nın muhafazakar parti lideri, yeni bir döneme -- hükümetlerin kendilerinin daha az güce ve teknolojiden güç alan insanların ise bu güçten daha fazlasına sahip olduğu bir döneme -- girdiğimizi söylüyor. davranışsal ekonomideki yeni fikirlere hafifçe dokunarak, bu eğilimlerin nasıl daha akıllı hareket tarzlarına dönüştürülebileceğini keşfediyor.
the leader of britain's conservative party says we're entering a new era -- where governments themselves have less power and people empowered by technology have more. tapping into new ideas on behavioral economics, he explores how these trends could be turned into smarter policy.