You searched for: elindekini (Turkiska - Engelska)

elindekini bana ver.
give me what you have in your hand.

sağ elindekini at!
"and throw that which is in your right hand!

"sağ elindekini yere bırak!
"and throw that which is in your right hand!

sağ elindekini at! onların yaptıklarını yutsun.
and throw down what is in your right hand; it will swallow up all that they have wrought.

"sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun.
"and throw that which is in your right hand!

"sağ elindekini at, onların uydurdukları şeyleri yutacaktır.
"and throw that which is in your right hand!

"eğer elindekini yere bırakırsan onun hayata gelmesini sağlayacağım,
and he's saying, "if you lay it down, i'll make it come alive.

"sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun, yaptıkları sadece sihirbaz düzenidir.
"and throw that which is in your right hand! it will swallow up that which they have made.

"sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun. yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir.
"throw that which is in thy right hand: quickly will it swallow up that which they have faked what they have faked is but a magician's trick: and the magician thrives not, (no matter) where he goes."

"sağ elindekini at, onların uydurdukları şeyleri yutacaktır. onların yaptığı bir büyücü planından ibarettir.
"throw that which is in thy right hand: quickly will it swallow up that which they have faked what they have faked is but a magician's trick: and the magician thrives not, (no matter) where he goes."

"sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır.
throw down what is in your right hand and it will swallow up all that they have performed; theirs is only a magical performance.

"sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun, yaptıkları sadece sihirbaz düzenidir. sihirbaz nereden gelirse gelsin başarı kazanamaz."
"throw that which is in thy right hand: quickly will it swallow up that which they have faked what they have faked is but a magician's trick: and the magician thrives not, (no matter) where he goes."

onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür.
(or) one of those who created rifts in their order and are divided into sects, with each group exulting in what it has (carved out for itself) --