You searched for: etkileyerek (Turkiska - Engelska)

aynı zamanda yaşam kalitesini de etkileyerek, sosyal ve politik istikrarın zayıflaması
they also affect quality of life, potentially

hiv vücudun mukoza bariyerini geçtikten sonra immun hücreleri etkileyerek çoğalmaya başlar.
after hiv penetrates the body's mucosal barriers, it infects immune cells to replicate.

abd başkanı barack odama türkiye ziyaretini liderleri, gazetecileri sıradan vatandaşı etkileyerek tamamladı.
us president barack obama wraps up his trip to turkey, impressing leaders, journalists and ordinary citizens alike.

analistler güneşli ekonomik görünümün ulusal kur büyümesini etkileyerek dış yatırımın artmasını teşvik edeceğini öngörüyorlar.
analysts predict that the sunny economic outlook will affect national currency growth and encourage more foreign investment.

bu gibi kısıtlamalar ekonomik durumlarını da etkileyerek, bu kişilerin mal almasına ve iş seyahati yapmasına engel oluyor.
such restrictions affect their economic situation, making them unable to obtain supplies and travel on business.

bunu yapmaya hazırdım ve düşünüyordum ki, "bütün o güçleri etkileyerek ışığın hızını ölçeceğim."
i was all set to do it and i was thinking, "aw man," i was just going to impose upon the powers that be, and measure the speed of light.

Ülkenin enerji sistemi hidroelektrik santrallerine dayanıyor ve yaşanan kuraklık iç üretimi etkileyerek komünist dönemde inşa edilmiş santrallerin yükünü ağırlaştırıyor.
the country's energy system is based on hydro plants and drought severely affected domestic production, adding stress to the plants, which were built during the communist area.

ancak bazı ekonomi uzmanları, yeni yatırımcının faiz oranlarını etkileyerek hükümeti güç duruma sokabileceği kaygisiyla, bankanın özelleştirilmesinin hassas bir konu olduğu fikrinde.
but some economic experts think privatising the bank is a delicate issue because the new investor could influence interest rates, putting the government in a difficult position.

İspanyolların 16. yüzyılda gelmesi kültürlerini yoketmemiştir fakat derinden etkileyerek mestizaje işlemi sonucu değiştirmiştir, bu işlem sonucunda her iki kültür birbirine karışmıştır.
the arrival of the spaniards in the 16th century did not destroy the culture but transformed it deeply through the process of mestizaje, in which both cultures mixed.

herhangi bir malzemenin kısa bir süre içerisinde tutuşma sıcaklığına erişerek oksijenle kimyasal reaksiyona girmesi olayına yanma, olayın civardaki malzemeyi etkileyerek büyük hacimlere erişmesi durumuna ise yangın denilmektedir.
fire is called when combustion takes place at the temperature of ignition of any material within a short period of time, causing it to react chemically with oxygen, affecting the material around the event and reaching large volumes.

komisyon ve üye ülkelerin kurum ve mahkemeleri tarafından uygulanan rekabet politikasınıntemel hedefi, pazarların yapısı ve pazarda yer alanların davranışlarını etkileyerek, ortakpazar içinde etkin rekabet durumunu korumak ve geliştirmektir.
the competition policy implemented by the commission and by the member states’ authoritiesand law courts aims to preserve and develop a state of effective competition in the commonmarket by impacting on the structure of markets and the conduct of market players.

kenya tv'sinde aralıksız 20 gece haberi yapıldı, ve kenya istihbaratına göre de oyları da yaklaşık %10 civarında etkileyerek seçim sonuçlarını değiştirmiş oldu.
and it ran for 20 nights straight on kenyan tv, shifted the vote by 10 percent, according to a kenyan intelligence report, which changed the result of the election.

benzer bir biçimde, eşey malî açıkların yüksek, malî disiplinin ise düşük olduğu ekonomilerde, yüksek bütçe açıkları kredi piyasalarını olumsuz etkileyerek faizlerin artmasına yol açacak, bu ise firmaların zararına olacaktır.
likewise, where quasi-fiscal deficits are high and financial discipline is low, higher budget deficits would strain credit markets and maintain high interest rates, crippling firms.

"zayıf büyüme ve hükümetler, finans kurumları ve hanelerin zayıf denge bilançoları birbirini olumsuz etkileyerek bir güven krizini besliyor ve talep, yatırım ve istihdamın gelişimini engelliyor."
"weak growth and weak balance sheets -- of governments, financial institutions, and households -- are feeding negatively on each other, fuelling a crisis of confidence and holding back demand, investment, and job creation."

crack kullanımı 1980’lerin ortalarında amerika birleşik devletleri’nde, özellikle metropol alanların şehir içi yoksun bölgelerinde, etnik azınlıkları oransız etkileyerek, yayılmaya başlamıştır.
the use of crack started to spread in the united states in the mid-1980s, mainly in deprived inner city sections of metropolitan areas, disproportionately affecting ethnic minorities.

arnavutluk'ta kötü hava şartları trafiği olumsuz etkiliyor 15/12/2008 tİran, arnavutluk -- Şiddetli kar yağışı 14 aralık pazar günü arnavutluk'un kuzeyinde yolları olumsuz etkileyerek kukes ve peşkopya kentleri arasındaki trafiği engelledi.
bad weather snarls traffic in albania 15/12/2008tirana, albania -- heavy snowfall snarled roads in northern albania on sunday (december 14th), blocking traffic between the cities of kukes and peshkopia.