You searched for: fiyat: yüksek düşük (Turkiska - Engelska)

yüksek-düşük
hi-lo

yüksek-düşük çizgileri
high-low lines

yüksek/düşük aktarım dişlileri:
high/low transfer gears:

ses seviyesi yüksek / düşük / ses yok
volume high / low / no volume

yüksek/düşük hızda hareket ters valfi
high/low speed traveling reversing valve

fiyatlar yüksek.
prices are high.

gıda fiyatları yüksek.
food prices are high.

(yüksek/düşük asenkron oranları veya yüksek/düşük enerjiler)
(including high/low/asynchronous rates, or high/low energies)

boston paslanmaz çelik satıyor ve biz kobalt crom satarsak ve fiyat yüksek olursa kesinlikle satış yapamayız.
boston sells stainless steel, and if we sell cobalt-chrome and the price is high, we cannot definitely make sales.

yüksek/düşük:hisse senedinin bugün işlem gördüğüen yüksek ve en düşük fiyatlar.
high/low: the heighest and lowest rates the instrument was traded at today.

fiyatları yüksek tutalım ve ne düşündüklerine bakalım.
let's charge them a boatload of cash for this and see what they think.

bradikardi veya crt tedavilerinin genel bozulması (yüksek/düşük asenkron oranları veya yüksek/düşük enerjiler)
general degradation of bradycardia or crt therapies (including high/low/asynchronous rates, or high/low energies)

bradikardi, taşikardi veya crt tedavilerinin genel bozulması (yüksek/düşük asenkron oranları veya yüksek/düşük enerjiler)
general degradation of bradycardia, tachycardia, or crt therapies (including high/low/asynchronous rates, or high/low energies)

takım başına birim fiyat yüksek su tüketicisi ve bölüm ölçüm noktası şartnamesinde belirtilen ve temin için keşif Özetinde öngörüldüğü şekilde belirtilen kalemleri içerecek ancak ancak bunlar sınırlı kalmayacaktır.
the unit rate per set shall include but not be limited to the items as in boq for supply and mentioned in the specifications for bulk consumer measuring point and for sector measuring point.

birçok projede bizimle çalışmak istiyorlar, fakat bu tip yeni teknolojilerde fiyatlarımız yüksek geliyor.
they would like to work with us in several projects; however, our prices in such new technologies are considered high.

kabine, teklif edilen fiyatları yüksek bularak sözleşmeyi yedi teklifçi firmadan hiçbirine vermemeye karar verdi.
the cabinet decided not to award a winning contract to any of the seven bidders, citing the high prices offered.

yüksek benzin fiyatları, yüksek vergiler ve artan enflasyondan oluşan aynı acı reçete balkanların geneli için de geçerli.
the same basic recipe for pain -- high gas prices, steep taxes, and rising inflation -- is found across the balkans.

geri kazanılabilir değer, ilgili maddi varlığın mevcut kullanımından gelecek net nakit akışları ile net satış fiyatından yüksek olanı olarak kabul edilir.
recoverable value is accepted as the higher of net sales price with prospective net cash flows from the current utilization of the relevant tangible asset.

yüksek kalitede bir kırmızı şarabın tam olarak ermesi özel bir bilgi birikiminin yanı sıra pahalı saklama yöntemleri ve donanım da gerektirmiş ve bu da ürünün fiyatının yüksek olmasına neden olmuştur.
the aging of high quality red wine required specialized knowledge as well as expensive storage and equipment, and resulted in an even more expensive end product.

veya fiyatlar yüksek diyoruz, buraya çok gelenler var diyor…insanlar yani….daha iyisi var mı yok mu bilmiyorum.
or we say the prices are high. they say there are so many people who are coming here. i don’t know if there is a better one.