You searched for: kilitledi (Turkiska - Engelska)

o kapıyı kilitledi.
she locked the door.

mücevherlerini kasaya kilitledi.
he locked up his jewels in the safe.

tom arabasındaki anahtarları kilitledi.
tom locked his keys in his car.

soyguncu çifti bodrumda kilitledi.
the burglar locked the couple in the basement.

kapıları kilitledi, "hadi gel!" dedi.
'come,' she said, 'take me!'

tom kapıyı kapadı ve onu kilitledi.
tom closed the door and locked it.

tom dairesine girdikten sonra kapıyı kilitledi.
tom locked the door after he entered his apartment.

kapıları kilitledi ve "haydi beri gel!" dedi.
'come,' she said, 'take me!'

tom sadece kendisi ve diğerleri anahtarlarla odaya girebilsinler diye kapıyı kilitledi.
tom locked the door so only him and others with keys can get into the room.

derken, evinde bulunduğu hanım, onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi. kapıları kilitledi ve "haydi beri gel!" dedi.
and it so happened that the lady in whose house joseph was living, sought to tempt him to herself, and one day bolting the doors she said: "come on now!"

yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. kapıları kilitledi, "hadi gel!" dedi.
and she in whose house he was sought to make himself yield (to her), and she made fast the doors and said: come forward.

ben de kendimi bir odaya kilitledim, içeriği buldum, belgeyi hazırladım ve sade bir İngilizce ile yazdım.
so, i locked myself in a room, figured out the content, organized the document, and wrote it in plain english.