You searched for: koyan (Turkiska - Engelska)

yÜrÜrlÜĞe koyan
enforced by

yaratıp düzene koyan,
he who creates and regulates.

onu ortaya koyan gündüze,
and [by] the day when it displays it

yaratıp düzene koyan o'dur.
he who creates and regulates.

pembeleri koyan niye pembe koydu acaba?
why did the one putting the pink place the pink ones?

dolayisiyla yazilimda bize kural koyan hicbir sey yok.
and so there's nothing in the software that enforces the rules.

karşı koyan çocuklar sat sınavında 250 puan daha fazla almışlar.
the kids who resisted scored 250 points higher on the sat.

fakat sorun, bu silahı bu adamın eline koyan şeyi düşünmektir.
but the problem is that have to think about what put the gun in this man's hand.

yani bir tarafı destekleyeceksem, kanserin tanısını erken koyan tarafı tutarım.
so, as an aside, i firmly believe in the field of trying to identify cancer early.

onlara, açık ve zahir nimetleri ortaya koyan nice mûcizevî haller verdik.
and bestowed upon them the signs wherein lay an evident test for them.

a) bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar.
a) the decisions imposing liability and secondary liability for the closure of losses of the balance sheet.

parasını bankaya koyan insanların sayısı artıyor. [sırbistan merkez bankası]
more people are putting their money in the bank. [serbian national bank]

hollywood yıldızı, radovan karadziç'i yakalamayı kafaya koyan bi gazeteciyi oynayacak.
the hollywood star will be playing a reporter who sets out on a quest to capture radovan karadzic.

projeye, gençler arasındaki suç oranında artış olduğunu ortaya koyan istatistiklerin yayınlanması sonrasında karar verildi.
the project follows the release of statistics showing an increase in the crime rate among youths.

taneleri ve çekirdekleri çatlatıp yararak (her şeyi gelişme yoluna koyan) allah'tır.
indeed allah is the splitter of the grain and the pit.

maçı cebine koyan fildişi kıyısı sakin şekilde top çevirmesine rağmen doromaud'u ikinci sarı kartla kaybetti.
with the match in their pocket, ivory coast calmly played possession football, although they lost doromaud to a second yellow card.

İşte bunları (yaratıp düzene koyan) allah sizin rabbinizdir; mülk o'nundur.
and he has subjected the sun and the moon, each runs its course for a term appointed. such is allah your lord; his is the kingdom.

1990'larda mallara el koyan "elektrikli testere" al dunlap'a e-posta attım.
i emailed "chainsaw al" dunlap, the asset stripper from the 1990s.

ağır vergiler koyansa çökertir.
the king by judgment establisheth the land: but he that receiveth gifts overthroweth it.