You searched for: meraklı (Turkiska - Engelska)

meraklı
benieuwd

bu meraklı.
this is curious.

bi-meraklı
bi-curious

meraklı değilim.
i am not curious.

tom meraklı görünüyor.
tom looks curious.

meraklı olabileceğini düşündüm.
i thought you might be curious.

meraklı değil misin?
aren't you curious?

tom makul biçimde meraklı.
tom is understandably curious.

o, ne hakkında çok meraklı?
what is she so curious about?

meraklı olduğumu kabul etmeliyim.
i have to admit i'm curious.

tom'un bazı meraklı komşuları var.
tom has some nosy neighbors.

Çok meraklı bir adamsın, değil mi?
you're a very curious guy, aren't you?

sanırım, ben meraklı bir genel müdürüm.
i guess i'm sort of a curious ceo.

ayrıca üniversitedeyken meraklı bir ekonomi öğrencisiydim.
i was also a curious economics major as an undergrad.

o asla şehir hakkında tekrar meraklı olmazdı.
never again would she be curious about the city.

yalan dinlemeye çok meraklı, haram yemeye pek düşkündürler.
(they are fond of) listening to falsehood, of devouring anything forbidden.

evet, bunlar daha ilk günler, fakat meraklı ve heyecanlıyız.
so it's early days, to be upfront, but we're excited about it.

bazı kereste şirketleri tıraşlama kesime meraklı oldukarı için yok oluyorlar.
they're disappearing because some timber companies go in with clear-cutting.

ve onlar uzaya kurbağa gönderme peşinde olan meraklı çocuklar değillerdi.
and they weren't the curious little boys that liked to put frogs up in the air.

bu konunun etrafından dolanıp üstünden geçmeye, başka konulardan bahsetmeye pek meraklı görünüyorlar.
and they seem anxious to skirt around it and step over it and to talk about something else.