You searched for: o gitti (Turkiska - Engelska)

o gitti.
he has gone out.

ardından o gitti.
then it's gone.

o gitti ama onu hâlâ seviyorum.
she has gone, but i still love her.

babasının yerine oraya o gitti.
he went there instead of his father.

meyrema, "o gitti, ve onu tanıyamadım bile.
"he is gone, and i haven't even got to know him.

o gitti, bu yüzden mary bu cümlede yalnız kaldı.
he gone, mary remained thus alone in this sentence.

daha sonra o gitti ve yaşlı kadının evini çaldı.
and then he went and knocked an old lady house.

sen gelmeden önce o gitmiş olacak.
she'll have left before you come back.

sen dönünceye kadar o gitmiş olacak.
by the time you get back, she'll have left.

o zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.
let him call on his associates for help

firavun dedi ki: "bırakın beni, musa'yı öldüreyim de o (gitsin) rabbine yalvarıp-yakarsın.
"let me kill moses," the pharaoh said, "and let him call to his lord.