You searched for: ona o (Turkiska - Engelska)

ona o tür şey söylememeliydin.
you shouldn't have said that kind of thing to him.

ona o haberi söylediğimi hatırlıyorum.
i remember telling her that news.

ona o işi derhal yapmasını söyledim.
i told her to do that work at once.

onu o yaptı.
(allah) hath constructed it:

ona onun sorumluluğunu verelim.
let's put her in charge of that.

onlar o köpeğe bakmazlar.
they don't take care of that dog.

o, onu o şekilde yapmalıydı.
he should have done it that way.

ona onun tarafından şantaj yapılıyor.
she is being blackmailed by him.

onu o kadar biliyor musunuz?
do you know him that much?

onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.
and from it they shall never be absent.

o, onu onun parasını çalmakla suçladı.
she accused him of stealing her money.

ve onlar o'nun korkusundan titrerler.
and they stand in awe for fear of him.

onlar o'ndan gizlenmek için göğüslerini bükerler.
they fold up their breasts to hide [their secret feelings] from him.

biz onları onun emrinde tutuyorduk.
and we were of them a guardian.