Att försöka lära sig översätta från mänskliga översättningsexempel.
Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
tutarlı bir temelde en iyi işleme erişmemizi sağlayıp sağlamadığını veya işlem düzenlemelerimizde
by us in pricing our transactions allow us to achieve best execution on a consistent
Senast uppdaterad: 2010-02-13
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
hristova avrupa geleneğinin insanlara sol, sağ veya başka siyasi oluşumlara üye olma izni verdiğini, ancak etnik partilerin varlığına olanak sağlamadığını savundu.
european practice allows people to be members of left-wing, right-wing or other political formations, but does not provide for the existence of ethnic parties, hristova argued.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
fakat bu gücün, uluslararası diplomasi alanında kendilerine yeterli düzeyde nüfuz sağlamadığını düşünüyorlar – ki bu durum sokaktaki vatandaşı rahatsız ediyor.
they believe, however, that this power has not been reflected in the arena of international diplomacy -- something that annoys the average greek citizen.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
oğuz, türkiye'nin bölgesel krizlere yönelik "sıfır sorun" yaklaşımının üretkenlik gösteremediği için halka yarar sağlamadığını kaydetti.
turkey's "zero-problems" approach to regional crises is failing to hold public interest because it has not yet shown itself to be productive, oguz said.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
tariceanu geçen haftaki bir konuşmasında, sağlık sektörüne ayrılan devlet desteğinin artırılmasının ihmal, çıkar çatışması ve yolsuzluğun yanı sıra yaygın mali disiplin, güvenilirlik ve şeffaflık eksikliği gibi sorunları çözmekte başarı sağlamadığını söyledi.
increased state support for the health sector has failed to resolve problems confronting it, such as negligence, conflict of interest and corruption, as well as the pervasive lack of financial discipline, accountability and transparency, tariceanu said last week.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:
banja luka'da yaşayan 29 yaşındaki amir hacisaboviç, setimes'a son verilen kararın bh'deki tüm halk ve milliyetler arasındaki uzlaşmaya katkı sağlamadığını söyledi.
banja luka resident amir hadzisabovic, 29, told setimes that the recent verdict doesn't contribute to reconciliation among all peoples and nationalities in bih.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
yargıçlar, iddia makamının sunduğu kanıtların "kurulun bir suç işlenip işlenmediği veya idia edildiği üzere kla'nın parmağı olup olmadığına karar vermesine her zaman olanak sağlamadığını" söylediler.
evidence presented by the prosecution "did not always allow the chamber to conclude whether a crime was committed or whether the kla was involved as alleged," the judges said.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
nph ve bazal insülin analoglarını (glarjin veya demir) karşılaştıran başa baş denemelerin yokluğunda, insülin analoglarının glisemik kontrolü iyileştirmede veya hipoglisemik olayları azaltmada herhangi bir ek fayda sağlayıp sağlamadığı bilinmemektedir. bir yandan, tüp beslemelerinin durdurulması ve daha düşük maliyet durumunda titrasyonunu veya kesilmesini kolaylaştıran daha kısa yarı ömür nedeniyle nph kullanımı tercih edilebilir.
in the absence of head to head trials comparing nph and basal insulin analogs (glargine or detemir), it is not known if the insulin analogs offer any additional benefit in improving glycemic control or in reducing hypoglycemic events. on the one hand, the use of nph may be preferable because of the shorter half life that facilitates its titration or discontinuation in the event tube feedings are stopped and lower cost.
Senast uppdaterad: 2022-04-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Referens: