You searched for: savunacak (Turkiska - Engelska)

gelecekteki benliği savunacak hiç kimse yoktur.
there's nobody to stick up for the future self.

sor onlara: bu iddiayı onların hangisi savunacak?
(muhammad), ask which of them can guarantee that on the day of judgment.

yoksa kendilerini bize karşı savunacak birtakım ilahları mı var?
can their gods protect them against us?

bir sonraki tebliğe kadar kendisini sessizlikle savunacak," dedi.
he will defend himself with silence until further notice," kalanj said.

bu kenti savunacak, seni de kenti de asur kralının elinden kurtaracağım.
and i will deliver thee and this city out of the hand of the king of assyria: and i will defend this city.

sor bakalım onlara: “böylesi bir iddiayı savunacak kimse var mı aralarında?
(muhammad), ask which of them can guarantee that on the day of judgment.

rugova, "kosova'nın toprak bütünlüğünü savunacak ve halkın yararına çalışacağım," dedi.
"i will defend the territorial integrity of kosovo and work for the benefit of its people," he said.

başbakan, "sırbistan kosova'yı bütün demokratik ve hukuki yollardan savunacaktır." dedi.
"serbia will defend kosovo with all democratic and legal means," the prime minister said.