You searched for: seri hale getirme (Turkiska - Engelska)

seri hale getirme
serialization

mümkün hale getirme
do not make available

bilgiyi erişilebilir hale getirme
t h e 1 s h a i r 1 s c e n a r i o

yukarıdaki gibi paralel hale getirme aracı olmadan
as above, without paralleling tool

%s profili seri hale getirilemedi
unable to serialize profile %s

bu da bir anda mekanı ulaşılabilir hale getirme yönünden bir fark yaratır.
and suddenly it makes a difference in terms of making space accessible.

Önümüzdeki hafta bakanlar sistemi daha şeffaf hale getirme amacıyla toplanacaklar.
ministers are to meet next week in a bid to make the system more transparent.

yerleştirme yerinden dolayı dişi bileşeni yerleştirmek için paralel hale getirme aracını kullanın.
use the paralleling tool to position the female due to the path of insertion.

bu arada hükümet de interneti daha erişilebilir hale getirme amaçlı çeşitli programlar başlattı.
the government, meanwhile, has launched various programs aimed at making the web more accessible.

hareket, türk yasalarını ab yasalarıyla uyumlu hale getirme amaçlı reform paketinin bir parçası.
the move is part of a package of reforms aimed at bringing turkish laws in line with those of the eu.

birliğin sahip olduğu toplumsal model, pazarları daha esnek hale getirme ihtiyacı ile çatışıyor.
its social model appears to be in conflict with the need to make markets more flexible.

aynı zamanda yetkililer, yaşamı ziyaretçiler için daha az zor hale getirme amaçlı adımlar da atmış durumdalar.
at the same time, the authorities have taken steps to make life less difficult for visitors.

müzakere süreci türkiye'yi yasalarını ab ile uyumlu hale getirme yolunda daha fazla çalışmaya itecek.
the negotiation process will force turkey to work hard to harmonise its laws with the eu.

azı dişin yerleştirme yolunda erkek parçayı paralel hale getirme aracı olarak kullanarak dişi parçanın bağlantısının yapılması.
attaching the female using the male as a paralleling tool in the insertion path of the molar tooth.

karşı destek dişin yerleştirme yolunda dişi parçayı paralel hale getirme aracı olarak kullanarak erkek parçanın bağlantısının yapılması.
attaching the male using the female as a paralleling tool in the insertion path of the opposite abutment tooth.

meclis, yargıyı daha verimli ve bağımsız hale getirme amaçlı 11 anayasa değişikliğini kabul etti. [arşiv]
parliament adopted 11 constitutional amendments related to the judiciary, to make the sector more efficient and independent. [file]

onları köşeli hale getirmem gerekiyordu.
and i had to make them square.

ruhsat, şirketi önümüzdeki günlerde yapilacak özelleştirmede daha çekici hale getirme amacıyla, devlet kurulusu albtelecom'a verilecek.
state-owned albtelecom will be given the license, to make the company more attractive during its upcoming privatisation.

her topluluk elçilerini etkisiz hale getirmeye çalıştı.
every community plotted against their messenger, to capture him.

bunu herkesin ulaşabileceği hale getirmemiz lazım."
we have to make this available for people."