You searched for: tehdit (Turkiska - Engelska)

tehdit
hazard

ani tehdit
d fence the gam

aktif tehdit
active threat

onu tehdit etti.
she threatened him.

tehdit değerlendirmesi:
threat evaluation:

beni tehdit edemezsin.
you can't threaten me.

o bir tehdit mi?
is that a threat?

yaşamı tehdit edici
life-threatening

bizler tehdit altındayız.
we are in a position of danger.

beni tehdit mi ediyorsun?
are you threatening me?

tom mary'yi tehdit etti.
tom threatened mary.

aktif (etkin) tehdit
active threat

bu yağmur tehdit ediyor.
it is threatening to rain.

neredeyse tehdit altındaki türler
near-threatened species

darbeler siyaseti tehdit edebilir.
coup d'états can threaten the politics.

alın size, tehdit edildiğiniz cehennem!
"this is the hell of which ye were (repeatedly) warned!

tom, mary'yi öldürmekle tehdit etti.
tom threatened to kill mary.

Ülkeleri anarşi ile tehdit edilmektedir.
their country is threatened by anarchy.

glokom görmeyi neden tehdit eder?
why does glaucoma threaten vision?

richmond'a yönelik tehdit bitti.
the threat to richmond was ended.