You searched for: varmak (Turkiska - Engelska)

varmak
arrive

sonuca varmak istiyorum.
i want to conclude.

oraya varmak bir saat alacaktır.
it will take an hour to get there.

o, zamanında varmak için koştu.
he ran, so as to arrive on time.

bu resimle sonuca varmak istiyorum.
let me conclude with this picture.

oraya varmak ne kadar sürer?
how long will it take to get there?

yokohama'ya varmak iki saatimi aldı.
it took me two hours to get to yokohama.

bu gece varmak istediğim nokta işte bu.
that's the argument i want to make tonight.

bu hususta uzlaşmaya varmak zorunda kaldım.
i had to compromise on this point.

buradan oraya varmak ne kadar sürer?
how long does it take to get there from here?

başkan cleveland uzlaşmaya varmak zorunda kaldı.
president cleveland had to compromise.

arabanın benzini bittiğinde neredeyse eve varmak üzereydim.
i was almost home when the car ran out of gas.

biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
we must hurry if we want to arrive at the station on time.

anlaşmaya varmak için koşullar hiç olmadığı kadar elverişli.
conditions for reaching agreement are as favourable as they have ever been.

setimes: sizce hükümetle anlaşmaya varmak mümkün mü?
setimes: do you think it's possible to come to an agreement with the administration?

hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
you'd better hurry up if you want to get home before dark.

Öğleden sonra erken saatlerde kennedy havaalanına varmak istiyorum.
i want to arrive at kennedy airport early in the afternoon.

arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
it took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.

bence ilk hareket noktamız doğal tabiat sermayesinin farkına varmak olmalı.
i think the first point to make is that we need to recognize natural capital.

peki, yüz görünümünü ve hareketi hakkında yargılara varmak konusunda iyi miyiz?
but are we good at making the judgments on facial appearance and movement?