You searched for: bu kadar güzel (Turkiska - Franska)

allah size ne kadar güzel öğütler veriyor!
quelle bonne exhortation qu'allah vous fait!

bu kadar süre geçince & askıya al
mettre en veille prolongée après

bu kadar süre geçince bilgisayarı & kapat
Éteindre après

& bu kadar süre geçince bekleme kipine geç
mettre en veille après

clara neden bu kadar çok çalıştığımı sordu.
clara me demanda pourquoi je travaillais aussi dur.

cevap verildikten sonra çözüm bu kadar süre gösterilecektir
une fois la réponse donnée, la solution sera affiché après ce délai

anımsatıcıları bu kadar süre boyunca askıya al@ info: whatsthis
suspend les rappels le temps indiqué@info: whatsthis

girdi, alıştırmada yer alması için en az bu kadar sık sorulmalıdır.
l'entrée doit avoir été demandée au moins autant de fois pour être incluse dans l'exercice.

boş yere mi bu kadar acı çektiniz? gerçekten boşuna mıydı?
avez-vous tant souffert en vain? si toutefois c`est en vain.

girdi, alıştırmada yer alması için en az bu kadar yanlış yanıtlanmalıdır.
l'entrée doit avoir reçu au moins autant de réponses incorrectes pour être incluse dans l'exercice.

bu kadar kullanım imkanı sunan bir cihaz için söylenecek pek bir şey yok.
on ne peut pas donner de note à un appareil doté de tant de fonctions avancées.

hayır, (rabbinin bu kadar iyiliğine rağmen yine) insan azar;
prenez-garde! vraiment l'homme devient rebelle,

jpeg sıkıştırma oranı konusunda ise bu kadar olumlu şeyler söylemek mümkün değil.
de plus, en dessous de 9 mégapixels, vous ne pouvez plus choisir le niveau de compression qui vient grever les bons résultats en haute sensibilité.

k menüsünden istediğiniz uygulamayı seçin ve tutup masaüstüne taşıyın. hepsi bu kadar.
choisissez simplement une application dans le menu k et utilisez le glisser-déposer pour la placer sur le bureau.

sevgili kardeşlerim, tanrı bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz.
bien-aimés, si dieu nous a ainsi aimés, nous devons aussi nous aimer les uns les autres.

bu kadar çok masum erkek, kadın ve çocukların hayatlarının yok olup gittiğini bilmek insanı yıkıyor.
c'est tout simplement bouleversant, le nombre d'hommes, de femmes et d'enfants qui disparaissent.

biz bu kadar eşraf dururken, kitap gönderilecek bir o mu kalmış!” hayır, hayır!
quoi! c'est sur lui, parmi nous, qu'on aurait fait descendre le rappel [le coran]?»

o da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin.
il vous accordera une belle jouissance jusqu'à un terme fixé, et il accordera à chaque méritant l'honneur qu'il mérite.

bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de yusuf'u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı.
puis, après qu'ils eurent vu les preuves (de son innocence), il leur sembla qu'ils devaient l'emprisonner pour un temps.

bu şirketlerin bu kadar büyük hisseye sahip olması, kullanıcılarının verilerini kullanmalarına dayandığından, bu uygulamadan vazgeçmeyi göze alamazlar.
leurs valeurs estimées dépendent pour une large part de leur aptitude à exploiter les informations relatives à leurs utilisateurs, ils ne peuvent se permettre d'abandonner cette pratique.