You searched for: yaşadığım (Turkiska - Franska)

yaşadığım sürece ona sesleneceğim.
car il a penché son oreille vers moi; et je l`invoquerai toute ma vie.

yaşadığım sürece vicdanım beni suçlamayacak.
je tiens à me justifier, et je ne faiblirai pas; mon coeur ne me fait de reproche sur aucun de mes jours.

ve evet, burası benim yaşadığım yer, benim mahallemle ilgili.
et oui, c'est bien là que nous vivons.

bu bedende yaşadığım sürece bunları anımsatarak sizi gayrete getirmeyi doğru buluyorum.
et je regarde comme un devoir, aussi longtemps que je suis dans cette tente, de vous tenir en éveil par des avertissements,

"nerede bulunursam bulunayım beni kutlu kıldı. yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı ve "
où que je sois, il m'a rendu béni; et il m'a recommandé, tant que je vivrai, la prière et la zakât;

erkeği de kadını da çıkaracaksınız. aralarında yaşadığım ordugahlarını kirletmemeleri için onları ordugahın dışına çıkaracaksınız.››
hommes ou femmes, vous les renverrez, vous les renverrez hors du camp, afin qu`ils ne souillent pas le camp au milieu duquel j`ai ma demeure.

‹‹yerin göğün tanrısı rabbin adıyla ant içmeni istiyorum. aralarında yaşadığım kenanlılardan oğluma kız almayacaksın.
et je te ferai jurer par l`Éternel, le dieu du ciel et le dieu de la terre, de ne pas prendre pour mon fils une femme parmi les filles des cananéens au milieu desquels j`habite,

“nerede olursam olayım beni kutlu, mübarek kıldı. yaşadığım müddetçe bana namazı ve zekâtı farz kıldı.”
où que je sois, il m'a rendu béni; et il m'a recommandé, tant que je vivrai, la prière et la zakât;

"beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. yaşadığım sürece bana namazı/duayı, zekâtı önerdi."
où que je sois, il m'a rendu béni; et il m'a recommandé, tant que je vivrai, la prière et la zakât;

nerede yaşadığımı biliyor musun?
sais-tu où j'habite ?