You searched for: bilmediğiniz (Turkiska - Italienska)

bilmediğiniz gizli şeyler açıklayacağım.
tutto questo hai udito e visto; non vorresti testimoniarlo? ora ti faccio udire cose nuove e segrete che tu nemmeno sospetti

bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratır.
e crea cose che voi non conoscete.

ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır?
e crea cose che voi non conoscete.

allah hakkında bilmediğiniz birşeyi mi söylüyorsunuz?
non avete nessuna prova per dire ciò: direte su allah ciò che non sapete?

allah hakkında, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
direte, contro allah, ciò che non conoscete?”.

bilmediğiniz şeyi allah'a karşı mı söylüyorsunuz?"
direte, contro allah, ciò che non conoscete?”.

allah'a, bilmediğiniz şeyi mi isnad ediyorsunuz?
direte, contro allah, ciò che non conoscete?”.

bilmediğiniz bir şeyi allah'a karşı mı söylüyorsunuz?"
direte, contro allah, ciò che non conoscete?”.

yoksa kesin bilmediğiniz şeyi mi allah adına söylüyorsunuz?
dite a proposito di allah cose di cui non sapete nulla”.

ama İsa, ‹‹benim, sizin bilmediğiniz bir yiyeceğim var›› dedi.
ma egli rispose: «ho da mangiare un cibo che voi non conoscete»

"yoksa allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?"
in tal caso allah non manca mai al suo patto! dite a proposito di allah cose di cui non sapete nulla”.

bu hususta hiçbir deliliniz yok. allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?
non avete nessuna prova per dire ciò: direte su allah ciò che non sapete?

güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi allah'ı anın.
poi, quando sarete al sicuro, ricordatevi di allah, ché egli vi ha insegnato quello che non sapevate.

güvenliğe girdiğinizde ise, yine allah'ı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.
poi, quando sarete al sicuro, ricordatevi di allah, ché egli vi ha insegnato quello che non sapevate.

elinizde, söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?
non avete nessuna prova per dire ciò: direte su allah ciò che non sapete?

binmeniz için ve ziynet için atları, katırları, merkepleri yaratmıştır, daha da bilmediğiniz neler yaratır.
e [vi ha dato] i cavalli, i muli e gli asini, perché li montiate e per ornamento. e crea cose che voi non conoscete.

"allah kötülüğü emretmez, de, allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
di': “allah non comanda la turpitudine. direte, contro allah, ciò che non conoscete?”.

‹bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım› derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile,
qualora si alzi in mezzo a te un profeta o un sognatore che ti proponga un segno o un prodigi

"ben kahrımı ve tasamı ancak allah'a şikayet ederim, sizin bilmediğinizi allah'tan biliyorum," dedi.
rispose: “mi lamento solo davanti ad allah della mia disgrazia e del mio dolore, e grazie ad allah conosco cose che voi non sapete.