You searched for: edemeyeceğini (Turkiska - Koreanska)

bazen en zor karar baş edemeyeceğini kabullenebilmektir.
가장 어려운 결정은 자신의 능력 밖에 있는 일을 받아들이는 것이라네

annesini terk edemeyeceğini söylüyor utanıyor galiba biraz.
그녀는 엄마를 떠날 수 없데 그러나 그것은 그냥 그녀의 부끄러움 때문인거 같애

onu daha fazla ameliyat edemeyeceğini mi söylüyorsun yoksa etmeyeceğini mi?
지금 수술을 못 한다는 건가요, 안 한다는 건가요?

sarhoştu, ev sahibinin emanet edip edemeyeceğini sordu... böylece evliliğimizin son bölümü başladı.
잔뜩 취해서는 집주인을 추천해도 되는지 묻대요

bunun için bunun kaybınızı hiçbir şekilde telafi edemeyeceğini bilerek kazancımızın hayatımızın geri kalan boyunca yılda bir aylık kısmını haraçların ailelerine bağışlamak istiyoruz.
저희가 여기 오늘 있지도 않았을 것을 압니다. 그 사실을 알기에 아무도 그 어떤것도 여러분의 상실을 보상할 수 없습니다

o şeyin, kendilerine hiçbir sözle mukabele edemeyeceğini, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermek gücünde olmadığını görmezler mi?
그것은 그들에게 아무런 대 답도 못하며 그들을 해롭히거나 이롭게 할 아무런 힘도 없는 것을알지 못하느뇨

- ama tolere edemeyeceğimiz şeyse verdiğimiz paranın karşılığını alamamak:
- 뭐 썅! - 우리가 참지 못하겠는건