You searched for: karanlık muhafızları (Turkiska - Latin)

karanlık
İterum nata

karanlık sabaha döner.
et quasi meridianus fulgor consurget tibi ad vesperam et cum te consumptum putaveris orieris ut lucife

yüzümü örten koyu karanlık.
non enim perii propter inminentes tenebras nec faciem meam operuit calig

bulutlu, koyu karanlık bir gün.
dies irae dies illa dies tribulationis et angustiae dies calamitatis et miseriae dies tenebrarum et caliginis dies nebulae et turbini

ya karanlık, onun yeri neresi?
in qua via habitet lux et tenebrarum quis locus si

karanlık ve ölüm gölgesi diyarına,
antequam vadam et non revertar ad terram tenebrosam et opertam mortis caligin

karanlık günün yanıbaşında olduğunu bilir.
cum se moverit ad quaerendum panem novit quod paratus sit in manu eius tenebrarum die

o gün aydınlık değil, karanlık olacak.
vae desiderantibus diem domini ad quid eam vobis dies domini ista tenebrae et non lu

işık karanlıkta parlar. karanlık onu alt edemedi.
et lux in tenebris lucet et tenebrae eam non conprehenderun

Çünkü karanlık yüzünden sözümüze düzen veremiyoruz.
ostende nobis quid dicamus illi nos quippe involvimur tenebri

Özlediğim alaca karanlık bana korku veriyor artık.
emarcuit cor meum tenebrae stupefecerunt me babylon dilecta mea posita est mihi in miraculu

Öyleyse dikkat et, sendeki ‹ışık› karanlık olmasın.
vide ergo ne lumen quod in te est tenebrae sin

Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.
a sexta autem hora tenebrae factae sunt super universam terram usque ad horam nona

o zaman süleyman şöyle dedi: ‹‹ya rab, karanlık bulutlarda otururum demiştin.
tunc ait salomon dominus dixit ut habitaret in nebul

güneş batarken avram derin bir uykuya daldı. Üzerine dehşet verici zifiri bir karanlık çöktü.
cumque sol occumberet sopor inruit super abram et horror magnus et tenebrosus invasit eu

ama kardeşinden nefret eden karanlıktadır, karanlıkta yürür ve nereye gittiğini bilmez. Çünkü karanlık gözlerini kör etmiştir.
qui autem odit fratrem suum in tenebris est et in tenebris ambulat et nescit quo eat quoniam tenebrae obcaecaverunt oculos eiu

ama kâhin sadok, yehoyada oğlu benaya, peygamber natan, Şimi, rei ve davutun muhafızları ona katılmadılar.
sadoc vero sacerdos et banaias filius ioiadae et nathan propheta et semei et rhei et robur exercitus david non erat cum adoni

bedenin ışığı gözdür. gözün sağlamsa, bütün bedenin de aydınlık olur. gözün bozuksa, bedenin de karanlık olur.
lucerna corporis tui est oculus tuus si oculus tuus fuerit simplex totum corpus tuum lucidum erit si autem nequam fuerit etiam corpus tuum tenebrosum eri

karanlık basar basmaz, kentin kapısı kapanmak üzereyken çıktılar. nereye gittiklerini bilmiyorum. hemen peşlerinden giderseniz yetişirsiniz.››
cumque porta clauderetur in tenebris et illi pariter exierunt nescio quo abierunt persequimini cito et conprehendetis eo

sonra yüzbaşıları, karyalıları, muhafızları ve halkı yanına aldı. kralı rabbin tapınağından getirdiler. muhafızlar kapısından geçerek sarayına götürdüler, kral tahtına oturttular.
tulitque centuriones et cherethi et felethi legiones et omnem populum terrae deduxeruntque regem de domo domini et venerunt per viam portae scutariorum in palatium et sedit super thronum regu