Från professionella översättare, företag, webbsidor och fritt tillgängliga översättningsdatabaser.
karışıklık
Сложеност
Senast uppdaterad: 2011-10-23
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
karışıklık özellikle kırsal bölgelerde belirgin.
konfuzija je posebno izražena u ruralnim područjima.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 2
Kvalitet:
Şehirde hayatı altüst etmek, karışıklık yaratmak istemiyoruz.
ne želimo da poremetimo život u gradu.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
suriye'deki karışıklık, güvenlik anlaşmasıyla ilgili endişelere yol açıyor
sirijski neredi izazvali zabrinutost oko bezbednosnog sporazuma
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
suriye'deki karışıklık türkiye ile ticareti vurdu, ama herkesi değil
sirijska previranja pogodila trgovinu sa turskom, ali ne u svim slučajevima
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
bölgedeki karışıklık, türkiye'yi yatırım için güvenli bir yer olarak gösteriyor.
zbog nemira u okruženju, turska bi mogla da izgleda kao bezbedno mesto za ulaganja.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Çünkü tanrı karışıklık değil, esenlik tanrısıdır. kutsalların bütün topluluklarında böyledir.
jer bog nije bog bune, nego mira, kao po svim crkvama svetih.
Senast uppdaterad: 2012-05-05
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
libya'daki karışıklık başladığından bu yana akfen hisseleri yüzde 4 oranında değer kaybetti.
od kako su krenuli sukobi u libiji, akcije akfena pale su za četiri odsto.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
konuyla ilgili kızgınlık, mahkemenin gerçek kararıyla ilgili bariz bir karışıklık yüzünden daha da arttı.
gnev oko tog pitanja podstaknut je očiglednom konfuzijom oko toga šta je sud zapravo odlučio.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
kallaba, sınırla ilgili karışıklık tutuklamalara yol açarken, başkalarının da maddi zarar gördüğünü söyledi.
zbunjenost oko granice dovodila je do hapšenja nekih, rekao je on, dok su drugi trpeli ekonomsku štetu.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
ancak bölgeyi saran karışıklık, ankara'nın orta doğu pazarına girme çabalarını karmaşık hale getirebilir.
međutim, previranja koja su zahvatila region mogla bi da iskomplikuju napore ankare da uđe na bliskoistočno tržište.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Özetle sözleşmenin son iki yılı, devlet birliğini de niteleyen karışıklık ve belirsizlikleri yansıtıyor. gelecek de net olarak öngörülemiyor.
ukratko, istorija povelje u poslednje dve godine odražava komplikacije i neizvesnosti koje su karakterisale državnu zajednicu, a njena budućnost ostaje nejasna.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
"hüküm süren borç krizi daha da kötüleşti ve finans piyasalarında yaşanan karışıklık reel ekonomiyi yavaşlatacağa benziyor."
„kriza suverenog duga se pogoršala, a previranja na finansijskom tržištu umrtviće realnu ekonomiju.“
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
Varning: Innehåller osynlig HTML-formatering
ortadoğu'daki karışıklık devam ederken, uzun zamandır İslam ve demokrasi arasındaki uyuma örnek olarak gösterilen türkiye de siyasi bir kriz yaşıyor.
dok se nastavljaju potresi širom bliskog istoka, susedna turska, dugo predstavljana kao primer kompatibilnosti islama i demokratije, prolazi kroz sopstvenu političku krizu.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
avrasya stratejik araştırmalar merkezi başkanı faruk loğoğlu’na göre bu siyasi karışıklık, olgunlaşma sürecindeki bir demokrasinin içinde yaşanan bir mücadeleden ibaret.
prema rečima faruka logolua, direktora evroazijskog centra za strategijska istraživanja, nedavna politička previranja predstavljaju borbu u jednoj demokratiji koja sazreva.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
İçişleri bakanlığındaki karışıklık, brasov'daki bir soygun sırasında işlenen çifte cinayetin yol açtığı hukuk sistemi konusundaki ateşli bir kamuoyu tartışmasıyla aynı zamanda yaşanıyor.
previranja u ministarstvu unutrašnjih poslova dolaze u trenutku žestoke javne debate oko pravnog sistema, podstaknute dvostrukim ubistvom tokom pljačke u brašovu.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
daha on yıl öncesine kadar ciddi bir siyasi ve toplumsal karışıklık içinde olan – arnavutluk yabancı doğrudan yatırımlarda (ydy) genel bir artış yaşıyor.
albanija, koja je do pre samo deset godina prolazila kroz ozbiljna politička i društvena previranja, danas beleži ukupno povećanje direktnih stranih investicija (dsi).
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
setimes: pek çok kimse, ab'deki ciddi kriz ve karışıklık ortamı nedeniyle sırbistan'ın bir sonraki genişleme dalgasında ab üyeliğine alınmayacağını düşünüyor.
setimes: mnogi sumnjaju u to da će srbija biti obuhvaćena narednim talasom proširenja i postati članica eu zbog velike krize i problema unutar same eu.
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet:
analistler, bölgede yaşanan karışıklıkların türkiye'nin ihracatını etkileyip etkilemeyeceği konusunda farklı görüşler öne sürüyor. [reuters]
mišljenja analitičara su podeljena kada je reč o tome da li će regionalni nemiri uticati na turski izvoz. [rojters]
Senast uppdaterad: 2016-01-20
Användningsfrekvens: 1
Kvalitet: