You searched for: çözüldüğünde (Turkiska - Slovakiska)

bu sebepler çözüldüğünde...
bolo treba tancovať, ako médiá pískali.

bulutlar çözüldüğünde ne olur?
Čo sa stane keď sa oblaky odomknú?

kaslar çözüldüğünde seğirmeler yaygın olur.
pri rozklade svalstva je šklbanie bežné.

paradigma çözüldüğünde, gerçeklik elimizdeki kil olur.
s rozlúštenou paradigmou by sa z reality stala hlina v našich rukách.

eğer tesellisi olacaksa, onu muhtemelen baharda nehirlerin buzu çözüldüğünde bulacağız.
ak vás to uteší, je šanca, že ho nájdeme. keď sa roztopí na jar rieka.

vücuduma yerleştirdikleri madde çözüldüğünde kanıma karışan sıvı sayesinde... ben onu görebiliyorum.
ja ho môžem vidieť, lebo som dostal lieky do krvi. a môj implantát sa zasa objavil...

tel çözüldüğünde diyafram saniyenin otuzda biri kadar açılacak ve elektrik yükü tozu ateşleyecek.
keď niekto zakopne o drôt, otvorí tak prieduch a behom tridsatiny sekundy elektrický výboj zapáli prach.

titan buzların arasında çözüldüğünde tanrılar onun kemiklerinden tepeleri saçlarından ağaçları ve gökyüzünün çatısını kafatasından yaratmıştır.
keď sa titán rozmrazil z ľadu, bohovia stvorili hory z jeho kostí. a stromy z jeho vlasov,

para sistemi kurulduğundan beri insanların bu ihtiyaçları çarpıtılarak ikinci plana atıldı herşey ne kadar para kazanıldığına bağlı oldu toplumdaki sorun eğer çözüldüğünde para kazandırmıyorsa öylece kaldı kaynak bazlı ekonomi bugüne kadar denenenlerden hiçbirine benzemez.
peňažný systém sa stal taký zdeformovaný, že starosť o ľudí je v ňom vždy druhoradá, ak vôbec nejaká je. výrobky sa vyrábajú štýlom: koľko peňazí z toho môžem vyťažiť?

- hayır, çözüldüğü falan yok.
nie. ako vidíte, nevyriešilo.