You searched for: ulaştığında (Turkiska - Spanska)

kalan pil süresi kritik düzeye ulaştığında
cuando la carga de la batería es crítica

Çocuklarınız ergenlik çağına ulaştığında, kendilerinden öncekilerin izin istediği gibi izin istesinler.
cuando vuestros niños alcancen la pubertad, deberán pedir permiso, como hicieron quienes les precedieron.

medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. hayvanlarını suluyorlardı.
cuando llegó a la aguada de madián, encontró allí a un grupo de gente que abrevaba sus rebaños.

nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.
hasta que, llegado a un espacio entre los dos diques, encontró del lado de acá a gente que apenas comprendía palabra.

mûsa dedi ki: "gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? büyü müdür bu?
moisés dijo: «¿os atrevéis a tachar de magia la verdad que habéis recibido?»

bu durum, cihaz en yüksek çözünürlükte saniyede 1.1 kare çekim hızına ulaştığında fark ediliyor.
la cámara solo dispara a 1,1 foto por segundo a máxima resolución.

andhra pradesh ve telengana eyaletlerinde ölenlerin çoğu, sıcaklık zirveye ulaştığında bile inşaat sitelerinde çalışmaya devam eden emekçilerdi.
la mayoría de las personas que murieron en los estados de andhra pradesh y telengana estaban trabajando en edificios que se siguieron construyendo a pesar de las temperaturas extremas.

‹‹ ‹madem İsraillilere hep kin besledin, yıkıma uğradıklarında, cezalandırılmalarının zamanı doruğa ulaştığında, onları kılıca teslim ettin,
por cuanto habéis guardado una enemistad perpetua y habéis entregado a los hijos de israel al poder de la espada en el tiempo de su aflicción, en el tiempo del castigo final

tarafımızdan kendilerine gerçek ulaştığında, "keşke musa'ya verilen (mucizeler) in bir benzeri bize de getirilseydi!" dediler.
pero, ahora que la verdad ha venido a ellos de parte nuestra, dicen: «¿por qué no se le ha dado lo mismo que se dio a moisés?»

İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında allah'ı bulur.
las obras de los infieles son como espejismo en una llanura: el muy sediento cree que es agua, hasta que, llegado allá, no encuentra nada.

canon eos 40d dijital slr kamera bugün nereye geldiğimizin ve teknolojinin ne boyutlara ulaştığının açık bir göstergesi.
la diferencia con las cámaras de hoy en día es evidente y la eos 40d es un auténtico ejemplo de hasta donde ha llegado una tecnología que no ha parado de avanzar.