You searched for: mısır (Turkiska - Tyska)

mısır
maiskolben

mısır gevreği
cornflakes

arapça (mısır)
arabisch (Ägypten)

mısır çorbası y
batters up base

mısır değilegypt. kgm
nicht Ägyptenegypt.kgm

mısır dilisky culture
Ägyptischsky culture

c mısır diliconstellation name (optional)
Ägyptenconstellation name (optional)

mısır'a inin, orada dilediğiniz şey var.
dort werdet ihr das erhalten, was ihr verlangt!"

mısır oymaklarının ileri gelenleri mısırı saptırdılar.
aber die fürsten zu zoan sind zu narren geworden, die fürsten zu noph sind betrogen; es verführen Ägypten die ecksteine seiner geschlechter.

Öbür ülkelere de saldıracak. mısır bile elinden kurtulmayacak.
und er wird seine hand ausstrecken nach den ländern, und Ägypten wird ihm nicht entrinnen;

mısır 529 müslüman kardeşler destekçisini İdam cezasına Çarptırdı
Ägypten verurteilt 529 unterstützer der muslimbrüder zum tode

böylece biz yusuf'a mısır’da iktidar verdik.
und solcherart festigten wir (die stellung von) yusuf im lande, dort hält er sich auf, wo er will.

mısır'da bulunan bir gazeteci bel trew merak ediyor:
die in Ägypten lebende journalistin bel trew fragt sich:

Öyle ki, orada (mısır'da) dilediği yerde konakladı.
wir lassen unsere gnade zuteil werden, wem wir wollen.

derken firavun, musa'yı ve İsrailoğullarını mısır'dan sürmek istedi.
da wollte er sie aus dem land aufschrecken.

böylelikle biz, yusuf'u yeryüzünde (mısır'da) yerleşik kıldık.
so verliehen wir yusuf eine feste stellung im land.

firavun, (mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü.
gewiß, pharao erhob sich in arroganz im lande und machte dessen bewohner zu parteien.

doğrusu firavun, ülkesinde (mısır'da) zorbalık yaptı, büyüklük tasladı.
gewiß, pharao erhob sich in arroganz im lande und machte dessen bewohner zu parteien.

Çünkü firavun, (mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti.
gewiß, pharao erhob sich in arroganz im lande und machte dessen bewohner zu parteien.

Çünkü İsrailliler benim kullarım, mısır'dan çıkardığım kendi kullarımdır. tanrınız rab benim.› ››
denn die kinder israel sind meine knechte, die ich aus Ägyptenland geführt habe. ich bin der herr, euer gott.