You searched for: grüß dich mein freund (Tyska - Turkiska)

mein freund
amana kolm

hallo mein freund
hanim

bob ist mein freund.
bob benim arkadaşım.

das ist sehr gut mein freund
bu çok iyi arkadaşım

er ist mein freund. kennt ihr ihn, jungs?
o benim arkadaşımdır. hey millet onu tanıyor musunuz?

ich ficke dich, mein lieber
amana kuim

mein freund ist weiß und rot, auserkoren unter vielen tausenden.
göze çarpıyor on binler arasında.

mein freund ist mein, und ich bin sein, der unter rosen weidet.
zambaklar arasında gezinirfç durur.

ich liebe dich mein herz und ich vermisse dich .
seni özlüyorum seni seviyorum

mein freund ist mir ein büschel myrrhen, das zwischen meinen brüsten hanget.
mür dolu bir kesedir benim için sevgilim;

du schöpfer der himmel und der erde, du bist mein freund im diesseits und jenseits.
benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!" {*} hasılı, ne zamanki, yusuf'a vardılar, yani yusuf'un daha önce kardeşlerine tenbih edip istediği gibi, başta babaları olmak üzere bütün aile bireyleri topluca mısır'a gelip yusuf'un yanına vardılar. rivayet olunur ki, yusuf ve melik, yanlarında dört bin asker, birtakım devlet adamları ve mısır halkından çok sayıda insan, gelen kafileyi karşılamaya çıkmışlardı.

aber mein freund steckte seine hand durchs riegelloch, und mein innerstes erzitterte davor.
aşk duygularım kabardı onun için.

auch mein freund, dem ich mich vertraute, der mein brot aß, tritt mich unter die füße.
İhanet etti bana.

mein freund ist gott, der das buch herabgesandt hat, und er schenkt seine freundschaft den rechtschaffenen.
"benim velî'm, o kitap'ı indiren allah'tır. o, hayır ve barışı seven kulları koruyup gözetir."

ich hatte von dir mit den ohren gehört; aber nun hat dich mein auge gesehen.
Şimdiyse gözlerimle gördüm seni.

ich werde für dich meinen herrn um vergebung bitten.
rabbimden senin için af dileyeceğim. o gerçekten bana karşı çok lütufkârdır.

weigerst du dich, mein volk zu lassen, siehe, so will ich morgen heuschrecken kommen lassen an allen orten,
halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın ülkene çekirgeler göndereceğim.

hüte dich, mein sohn, vor andern mehr; denn viel büchermachens ist kein ende, und viel studieren macht den leib müde.
bunların dışındakilerden sakın, evladım. Çok kitap yazmanın sonu yoktur, fazla araştırma da bedeni yıpratır.

meine freunde sind meine spötter; aber mein auge tränt zu gott,
gözlerim tanrıya yaş döküyor;

ich vergleiche dich, meine freundin, meinem gespann an den wagen pharaos.
firavunun arabalarına koşulu kısrağa benzetiyorum seni, aşkım benim!